Virane âşıklar gibi dolaşıyorum yollarda. Yönümü tayin eden yıldızlar bana rehber oluyor. Kalbimin götürdüğü yere değil de yıldızların götürdüğü yere gidiyorum. En parlak yıldıza ulaşıncaya kadar yürüyorum. Önüme çıkan insanları aşarak gökyüzüne ulaşmaya çalışıyorum. Kuzey, güney, doğu, batı demeden caddelere çıkıyorum.
Ramazan nedeniyle dışarıda dolaşan insanların önünden geçiyorum. Cafelerde, lokantalarda, kahvelerde oturan insanların gözlerinin içene bakıyorum. Hepsi birer muhabbet ortamı oluşturmuş ramazanı idrak ediyorlar. Kimisi teravih namazından çıkmış, kimisi de iftarın ne demek olduğunu bilip de oruç tutmamış. İmrenerek bakıyorum iftarını yapıp, teravih namazını eda edip, evlerine dönen insanlara. Aile ortamında muhabbeti muhabbete katıp, ramazanı aşkla eda eden insanlara…
Caddelerin sonu yok ama en parlak yıldızların sonu var. Son bir hamle ile caddeye kendimi attım. Aileler caddeleri doldurmuş, bayram hazırlığına bürünmüşlerdi. Alış veriş dedikleri, yani tüketim günü onlar için gelmişti. Kendi aralarında elbise fiyatlarını tartışırken, çocuk arabasının içinde oturan çocuğu düşünmemişler. Çocuk, kendi arabasının içinde önüne bakıp caddeden geçen insanlara bakıyordu. Kimisine güler yüzle bir tebessüm, kimisine de kaşları çatık bir şekilde kızgın surat yapıyordu. Annesi direksiyon başında etrafındakilere laf yetiştirirken, arabayı bir sağa bir sola doğru kırıyordu. Caddeden geçen insanlar hangi tarafa yöneleceğini kestiremiyorlardı. Çocuk arabasının selektörleri yoktu ki; insanlar sağa mı yoksa sola mı gideceğini kestiremiyorlardı. Acaba çocuk arabalarına da mı selektör yerleştirilse! En azından kaldırımda yürüyen insanların önleri kesilmezdi. Arabanın ne tarafa gideceğini bilip, insanlar diğer taraftan geçebilirlerdi. Çocuk arabasının geçmesini bekledim. Anne laf yetiştirirken, arabayı sağa sola kırarken geçiş önceliğini çocuk arabasına verdim. Şoförler yolda; sağa dönüş yapılacağı zaman yayalara yol vermesi gerekirken öncelik hakkını yayalardan alması, yoldan geçen insanları müşkül duruma düşürmektedir.
Böyle bir gecede yıldızların arasında caddelerin sonu sokağa çıkmıştı. Evlerin önünde oturan kadınlar, mahalle arasında top oynayan gençler vaktin gece olduğunu unutmuşlar gibiydi. Kadınların yaptığı muhabbete aldırış etmeden yola devam ettim. Top oynayan gençlere bir bakış atarak top oynamalarına engel oldum. Sokaktan geçtikten sonra gençler ile bakışarak top oynamalarına devam etmelerini söyledim bakışlarımla.
Böyle bir gece geçirdikten sonra sokaklarında sonu evimin önüne denk geldi. Geceyi bitirip sahuru beklemeye başladım.