Şanlıurfa"nın kültürel zenginlikleri ve misafirperverliği, kente gelen herkesin hafızasında derin izler bırakıyor. www.sanliurfagazetesi.com"a konuşan Selehattin İpek, Şanlıurfa"nın sadece tarihi ve gastronomik değerleriyle değil, insani yönüyle de eşsiz bir şehir olduğunu vurguladı.
“Şanlıurfa"nın Bereketi İnsanında Gizli”
Urfa"nın Peygamberler Şehri olması, tarihî derinliği ve mutfak kültürünün yanı sıra, insanlarının sıcaklığı ve paylaşım ruhu ile de ön plana çıktığını belirten İpek, kentin kendine has dayanışma kültürüne dikkat çekti:
“Türkiye"nin neresine giderseniz gidin, ama Şanlıurfa"da fırına gittiğinizde malzemenizi veriyorsunuz, fırıncı sizden yemek pişirme ücreti almıyor. Ekmek veriyor ama para almıyor. Bu iş böyle olur mu, dedim. İşte bu, Şanlıurfa"nın bereketinin içinde olduğuna inandığım en önemli özelliklerinden biri.”
Şanlıurfa"nın, paylaşmanın ve yardımlaşmanın simgesi olduğunu belirten İpek, kente olan hayranlığını şu sözlerle ifade etti:
“Şanlıurfa başlı başına bir efsane. Ne kadar anlatırsak anlatalım, yetmez. Burada sadece ürün satmak değil, insanlarla tanışmak bile çok kıymetli.”
Şanlıurfa"nın Efsaneleşen Misafirperverliği
Şanlıurfa, yalnızca ciğeri, tarihi ve manevi atmosferiyle değil, aynı zamanda insanlarının gönlü genişliğiyle de öne çıkıyor. Yüzyıllardır süregelen hoşgörü, misafirperverlik ve yardımlaşma geleneği, kenti ziyaret eden herkesin unutamayacağı anılar bırakmasını sağlıyor.
Bu yönüyle Şanlıurfa, sadece bir şehir değil, bir kültür ve yaşam biçimi sunuyor. Kentin ruhunu ve insanlarının sıcaklığını keşfetmek için herkesin bu benzersiz atmosferi yerinde yaşaması gerekiyor.