Balıklıgöl, Dergah ve Urfa Kalesi…
Şehrimizin yerli ve yabancı turistlere en fazla hitap eden bölgesi…
Özellikle hafta sonları ve resmi tatil günleri uzak yakın demeden cennet vatanımızın her köşesinden insanlar akın akın Şanlıurfa'ya gelerek, Hz. İbrahim ve Hz. Eyyüp peygamberlerin makamlarını ziyaret ediyorlar. Tur şirketleri getirdikleri yolcuları indirdikten sonra otobüslerini yol kenarlarına park etmektedir. Bu durum hem görüntü kirliliğine sebep olmakta hem de otobüsler açısından güvenli olmamaktadır. Şehir dışından gelen otobüslere mutlaka Belediye ve İl Trafik Komisyonu marifetiyle bir park alanı gösterilmelidir. Aksi halde o bölgede zaten var olan oto park sorunu had safhaya çıkmaya devam edecektir.
Ayn Zeliha gölünün çevresinde 4 veya 5 tane çay bahçesi, lokanta veya kafeterya var. Bunların hepsi de hijyenden uzak, temizlikten uzak, kaliteden uzak ve çalışanları da nezaketten uzak işyerleri... Ben Urfa'da yaşayan bir Urfalı olarak Ayn Zeliha gölü çevresinde en son kaç yıl önce çay içtiğimi hatırlamıyorum bile… Çünkü ne zaman o tarafa gitsem, bir bardak demli çay içebilmek için işletmelerden birine yaklaşsam, kirli masa örtüleri eski püskü masa sandalyeler, ütüsüz gömleklerinin üstüne kravat takmayı ve saçlarını jölelemeyi ihmal etmeyen garsonları görünce bütün iştahım kaçıyor ve çayımı başka bir mekanda içmek üzere oradan ayrılıyorum… Acaba ilimizdeki 'Halk Sağlığı Müdürlüğü', 'Gıda Kontrol Şube Müdürlüğü' gibi kuruluşların yetkililerinin yolu hiç bu mekanlara düşmüyor mu?
Balıklıgöle orada satılan yemlerin dışında yiyecek atılmaması konusunda uyarı tabelaları olması güzel bir önlem fakat, yem satışına da bir sınırlandırma getirilmesi şarttır. Balıkçılık Teknolojisi Mühendisleri tarafından göldeki balıkların günlük yem ihtiyaçları belirlenmeli ve belirlenen limit dolduğunda ise yem satışı durdurulmalıdır. Yoksa 1 TL. daha fazla kazanabilmek için göldeki balıkların telef olmalarını seyretmek hiçbir vicdana sığmaz.
Tabi bir de en önemlisi asayiş sorunu… İddia ediyorum ki, gece veya gündüz hiç fark etmez, Balıklıgöl, kale ve dergahın olduğu alanda ziyarete gelen, gezmeye gelen hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Her an gasp edilme, yaralanma veya öldürülme tehlikesi bulunmaktadır. Aleni bir şekilde uyuşturucu ve uyarıcı haplar satılmaktadır. Bölgedeki MOBESE Kameralarının yetersiz oluşu ve polis noktalarının yetersiz oluşu suçluları daha da cesaretlendirmektedir.
Bölgede sadece ana arterlerde değil, gözden uzak yerlerde bile polisin günün olabilmesi için kamera sayısının arttırılması, en az 5 adet yeni polis noktası kurulması, sivil güven timlerinin yanı sıra caydırıcı olması bakımından resmi üniformalı polislerimizin de sıklıkla devriye gezmeleri alınacak tedbirlerden bazılarıdır.
Bilindiği üzere, eskiden o bölgede Çarşı Polis Karakolu vardı. Ancak zaman içinde o karakolumuz kaldırıldı. Fakat şimdi o bölgeye yeniden daha modern; araç, teçhizat ve personel bakımından daha güçlü bir polis karakolu tesis edilmesi elzem hale gelmiştir.
Balıklıgölden eski otogara doğru giden caddenin sağında Kızılkoyun olarak bilinen yamaçtaki evlerin istimlak edilip yıkılmasıyla ortaya çıkan mağaralar, kale eteğindeki mağaralar, kalenin arkası, dergahın arkası ve Balıklıgölün arka tarafındaki ağaçlık alan madde bağımlılarının, sabıkalı hırsızların, yankesicilerin ve uyuşturucu satıcılarının yuvası haline gelmiştir.
İnsanlığın yüz karası olan bu adi suçlular, bölgeye gelen özellikle savunmasız gördükleri yalnız kişileri, yaşlıları, bayanları kendilerine hedef seçmekte daha sonrada takip ettikleri kurbanlarına en savunmasız anlarında saldırarak cüzdanlarını, cep telefonlarını, ziynet eşyalarını çalmakta veya gasp etmektedirler. Hatta bu ıslah olmaz suç makineleri, cinsel taciz ve tecavüz gibi fiilleri de işlemektedirler.
Mukaddes bir mekan olan göller ve dergah bölgesini daha güvenli bir şekilde ziyarete açmak için başta Valilik, Belediye, Emniyet, Sağlık, Tarım Müdürlükleri ile sivil toplum kuruluşlarının tam bir seferberlik ilan etmesi gerekmektedir.
Ordu'dan, Bursa'ya, oradan da Şanlıurfa'ya transfer olarak tekrar milletvekili ve bakan seçilmek suretiyle Türk siyasi tarihinde bir ilke imza atan Sayın Bakanın da destekleriyle madde bağımlıları için tam donanımlı bir rehabilitasyon merkezi yapılması kaçınılmaz bir hal almıştır. İlgili kurumlar konu hakkındaki önerilerini ve projelerini hazırlayarak bu merkezin açılması için uygun zemini hazırlamalıdır.
Sabah namazı için en ara sokaklardan geçerek dergaha kadar kazasız belasız gidebileceğimiz bir Urfa için herkes üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.