Mahmut Bedir’in şehit edilmesi ile Türkiye 99.ncu, Şanlıurfa ise ilk şehidi verdi.
Şanlıurfa’da öğretmen olarak görev yapan Mahmut Bedir, düzenlediği bir seminer sonrası evine dönerken silahlı saldırıya uğradı. Ülkücü hareketin aktif bir üyesi olan Bedir, saldırı sonrası ağır yaralanarak hastaneye kaldırıldı ancak kurtarılamadı.
Aslen Konya’nın Ermenek ilçesinden olan Mahmut Bedir, zor şartlar altında eğitimini tamamlayarak öğretmen olmuş ve ilk görev yeri olarak Şanlıurfa’ya atanmıştı. Liderlik vasfı ve teşkilatçılığıyla tanınan Bedir, ülkücü öğretmenleri Ülkü-Bir çatısı altında örgütlemiş, seminerlerle Türk tarihi ve ülkücü hareketin önemini anlatmıştı.
3 Mayıs 1977’de, Türkçülük Günü kapsamında düzenlenen etkinliklerin ardından evine dönen Mahmut Bedir, komünist militanların pusuya düşmesi sonucu silahlı saldırıya uğradı. Olay yerinde Ülkü-Bir’e ait bağış paralarının bulunduğu çantasına sımsıkı sarılmış halde kanlar içinde bulunan Bedir, tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.
Bu saldırı, Şanlıurfa’daki ülkücü camiayı derin üzüntüye boğarken, Mahmut Bedir, kentin ilk ülkücü şehidi olarak kayıtlara geçti.
Şanlıurfa’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden öğretmen Mahmut Bedir, memleketi Konya’nın Ermenek ilçesinde toprağa verildi.
Cenaze töreni öncesinde Şanlıurfa’da büyük bir yürüyüş düzenlenirken, ülkücü camia Mahmut Bedir için adeta tek yürek oldu. “Şehidimiz Mahmut Bedir” sloganları eşliğinde yapılan yürüyüşte, intikam yeminleri edildi. Ardından Bedir’in naaşı, bir grup arkadaşıyla birlikte memleketine gönderildi ve Ermenek’te dualarla defnedildi.
Mahmut Bedir’in öğrencileri, onun ardından ülkücü hareketin birer neferi olarak yetişeceklerine dair söz verdiler. Öğrencilerinden biri, “Mahmut Hocamızın bize aşıladığı ülkücü ruhu yaşatacağız. Onun hatırasını asla unutturmayacağız” dedi.
Ülkücü camia, Mahmut Bedir’in şehadetinin unutulmayacağını vurgulayarak, “Ektiğin tohumlar yeşerdi, fidanlar koca çınar halini aldı” sözleriyle onu andı.
Mahmut Bedir Kimdir ?
Mahmut Bedir Karaman ili Sarıveliler ilçesi Günder köyündendir. Mezarı da oradadır. 01.11.1954 doğumluydu. Her gün 4 saat uzaklıkta Esentepe köyüne giderek ilkokulu okudu. Ortaokulu da yine yürüyerek gidip geldiği Göktepe nahiyesinde okudu. Liseyi Antalya'da gündüz çalışarak gece okuyarak bitirdi. Daha sonra Selçuk Üniversitesi Eğitim Enstitüsü'ne girdi, buradan 1975-76 öğretim yılıda mezun oldu. Görev heyecanı ile, tayin edildiği Urfa'ya giderek vazifeye başlamıştı. Şehidimiz Mahmut Bedir 12 çocuklu Durmuş ve Fadime Bedir'in 2. büyük oğullarıydı. Geçim sıkıntısı çeken bir ailenin ferdiydi. 52 haneli 330 nüfuslu Günder köyünde tek yüksek tahsillisiydi. 1977'nin yazında düğün yapacaktı.
1976 yılında Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Matematik bölümünü bitirdikten sonra; 1977 yılında Şanlıurfa Lisesine matematik öğretmeni olarak atandı. Burada ÜLKÜ-BİR’i kurdu ve başkanı oldu.
Bir Ülkücü Sevmiştim
Yıllar önceydi,
Puslu bir eylül sabahı,
Kampüs kantininde tanışmıştım onunla.
Daha dün gibi... Gözleri kömür karası,
Sözleri gönül yarasıydı...
Vurulmuştum...
Koç gibi delikanlı derler ya...
İşte tam öyleydi.
Özü sözü bir.
Mertti, sertti, erkeksi.
Âşık olmuştum.
Platonik de olsa
O benim aşkımdı, seviyordum.
Göz göze gelince
Boğazıma bir şeyler düğümlenir,
Kekeler, konuşamazdım.
Ağzım kururdu, titrerdim, o ise öylece
Bakar, susardı.
Aynı okuldaydık.
Benimle ilgilendiğini hissederdim.
Konuşmazdı.
Yan yana gelirsek...
Lafı ben açar, beklerdim.
O havadan sudan konuşur,
Araya laf karıştırır,
Çeker giderdi.
Bazen günlerce gözükmezdi,
Özlerdim...
Beni sevdiğini söylemesi için
Her numarayı yapardım.
Yemezdi...
Çay içelim derdim, gelmezdi.
Telefonunu verirdim,
Aramazdı...
Kitabını, notlarını alırdım,
Verene kadar istemezdi.
Eline dokunurdum,
Çaktırmadan çekerdi.
Yalnızca kantinde yakalardım onu.
Gider otururdum yanına.
Çay alma bahanesiyle kalkardı.
Dönünce tam karşıma otururdu,
Göz göze gelirdik, hissederdim...
Beni sevdiğini gözleri söylerdi.
O söylemezdi...
Sınırlandığını belli etmemeye çalışarak,
Çayını yarım bırakır,
Sigarasını söndürür,
Kalkar giderdi. Çıldırırdım, "iki bin" içerdim.
O hep gitti,
Ben hep bekledim.
Böyle geçti tam üç sene...
Okul bitmek üzereydi ve
Benim doğum günümdü.
Onu da çağırmıştım.
Her zamanki gibi gelmez diyordum,
Ama geldi...
İkinci defa geldi.
Sevinçten uçuyordum.
Kapıda onu görünce
Her şeyi göze aldım.
El âlemin içinde
Boynuna sarılıp,
Bağıra çağıra
"Seni Seviyorum Lari" dedim.
"Seni Seviyordum..."
Rahatlamıştım.
Arkadaşlar aptallaştılar.
Ben utançtan kıpkırmızı...
O elindeki bir tek kırmızı gülü
Uzattı bana...
"Lanet olsun" dedi,
"Lanet olsun..."
"Ben de Seni Seviyorum..."
Göz gözeydik, ağlıyordu.
İşte o an her şey değişti.
Yüreğim acıyordu.
Seviyordum...
Seviliyordum...
Ağlıyordum...
Gitmişti.
Aylar sonra gazetede gördüm resmini.
Okulumu bitirmiş,
Öğretmen olmuştu.
Güpegündüz,
Yol ortasında,
Öğrencilerinin gözü önünde
Vurmuşlar onu... "ÜLKÜCÜYMÜŞ..."
Kaynaklar: 1-Gidenlerin ardından Ahde Vefa Kitabı (Nisan 2000) -İ.Hüseyin Savaş
2- Yunus Bugra Yılmaz internet sitesi