Şanlıurfa’da 15 Mart 2023 tarihinde Metrekareye düşen 180-190 kilogram yağış, kısa sürede kent merkezinden geçen 3 derenin aniden taşmasına yol açmış ve Sel felaketinde Şanlıurfa'da 9 yurttaşımız evlerinde ve 8 yurttaşımız da Abide Kavşağı'nda araçları içinde olmak üzere 17 kişi hayatını kaybetmiş ve 62 kişi yaralanmıştı. Mimarlar Odası Şanlıurfa Şubesi bu acının bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirlerin ivedilikle alınmasını istedi.
Bundan tam iki yıl önce, ülke genelinde ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde etkili olan sağanak yağışlar, 15 Mart 2023 tarihinde taşkınlara sebep olurken Şanlıurfa ve Adıyaman illerinde yaşamı felce uğratmıştır.
Sel Felaketinin 2. Yıldönümü nedeni ile Mimarlar Odası Şanlıurfa Şubesince yapılan yazılı açıklamada ; Sağanak yağış nedeniyle meydana gelen sel felaketinde; birçok karayolu ulaşıma kapanmış, şehrimizin altyapısı iflas etmiş, bazı mahallelere günlerce elektrik verilememiş, temiz suya ulaşım günlerce sağlanamamıştır. Sellerin, 6 Şubat 2023'te meydana gelen yıkıcı depremden kısa bir süre sonra gerçekleşmesi nedeniyle, evlerine yerleşemeyen depremzedeler etkilenmiş, kurulan birçok çadır ve konteyner su basmış ve depremin verdiği hasarı daha da ağır hale getirmiştir. Kent merkezinde birçok ev ve iş yeri sular altında kalırken, Adıyaman'da 4, Şanlıurfa'da 9 yurttaşımız evlerinde ve 8 yurttaşımız da Abide Kavşağı'nda araçları içinde hayatlarını kaybetmiştir. Toplam 21 vatandaşımızın hayatını kaybettiği bu acı olayda, hayatını kaybedenlere rahmet, kalanlara başsağlığı diliyor, bu acının bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirlerin ivedilikle alınmasını istiyoruz.
Şanlıurfa Merkez'de yaşanan sel felaketinin; kent merkezinden geçen Cavsak Deresi, Karakoyun Deresi, Mance Deresi, Karaköprü-Sırrın Deresi ve koruma bandındaki yapılaşmaların depremde yıkım tehlikesi oluşturduğu görülmüştür. 2012 yılında yapılan dal-geç projesi; Askeriyeden gelen Cavsak Deresi'nin, mevcut kavşakta bir bakış içinde dere sularını Bamyasuyu'na deşarj ettiği projede revizyon yapılması gerektiği ve Abide çapının daraltılmasının sorun olduğu uzmanlar tarafından her ne kadar dile getirilmiş olsa da, konu yetkililer tarafından dikkate alınmamış ve yaşanan sel olayı taşkına ve can kayıplarına neden olmuştur.
Son yıllarda ülkemizde giderek artan sel felaketleri, ranta dayanan bilim dışı imar politikalarını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Çağdaş kentlerde sadece yolu yıkayabilecek bu yağışlar, ülkemizde metropolden kırsala tüm yaşam alanlarımızı afet bölgesine dönüştürürken onlarca can ve mal kaybına neden olmaktadır. Yaklaşık 1500 yıl önce tam da bu amaç için inşa edilmiş olan şehir merkezindeki su bentleri hala işlevini koruyup ayakta dururken, yakın dönem su kanallarının işlev görememesinin sebebi uygulanmayan teknik ve bilimin noksanlığıdır. İbretlik kültürel tarihimizden bugünlere gelince, STK'ların felaketin öncesinde kurumları uyarırken özellikle AFAD'ın bu felaketten iki yıl önce hazırladığı sel raporunun kurumlar tarafından dikkate alınmaması endişe vericidir.
Bütün bu eksikliklerden sonra; tarım arazisi üzerine inşa edilmiş olan kamu hizmet binaları, yağmur tahliye kanalları üzerine kurulmuş olan kompleks ticari yapılar, konut ve işyerlerinin yaşadığı ve taşıdığı riskler, yaşananlardan ders alınmadan devam eden imar ve inşa süreçleri bu felaketlerin tekrar tekrar yaşanacağına işaret ediyor.
Sonuç olarak
· İki yıldır hâlâ tamamlanmayan taşkın derelerinin revize çalışmaları bir an önce bitirilmelidir.
· Merkezi ve yerel yönetimlerin sağlıklı altyapı politikaları geliştirilerek akılcı yatırımlarla bir an önce uygulamaya geçmelidirler. Bu konuda meslek odalarının ve konunun uzmanlarının bilgi ve birikimine mutlaka başvurulmalı ve kamusal yarar doğrultusunda toplumun hizmetine sunulmalıdır.
· Tarım arazilerinin, dere yataklarının imara açılarak gerek kamusal ve gerekse ticari/konut alanları olarak yapılaşmalarına izin verilmemelidir.
· Karayolları ve Belediyeler tarafından yapılan köprü, dalgıç, viyadük, üst geçit gibi ulaşım projelerinin yapımında sağlıklı kentleşme için meslek odalarıyla iş birliği kurulmalıdır.
· Unutulmamalıdır ki, yeniden inşa edeceğimiz yerleşmeler bundan sonraki süreçte yüzlerce yıl yurttaşlarımızın üzerinde yaşamlarını sürdürecekleri, bu anlamda diğer afetlere dirençli, aynı zamanda ekonomik kapasitesi yüksek, refah ve konforun da üretilebileceği alanlar olmalıdır.
Mimarlar Odası Şanlıurfa Şubesi olarak, bu felakette yaşamını yitirenlerin yakınlarına tekrar başsağlığı diliyor, zarar gören halkımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bu afetin son olması için artık yetkililerin bir an önce çağdaş imar planlama ve altyapı ilkelerine uygun yapılaşma düzeninin oluşturulması için gerekenlerin yapılmasını istiyoruz. denildi.