Urfa, M.Ö. 304 yılında Seleukoslar tarafından  Yunan şehir sistemine göre eski bir yerleşimin ka­lıntıları üzerine yeniden kurulmuştur ve Edessa adı verilmiştir.

M.Ö. 132 yılında bölgede egemen olan Süryâniler, Urfa'da Edessa Krallığı'nı kurarak böl­gemizin hâkimi olmuşlardır. 376 yıl süren bu yerel krallık, Urfa tarihi açısından büyük bir öneme sa­hiptir. Çok aktif bir tarih, sanat ve kültür birikimine sahip bu dönem insanının bırakmış olduğu kültür ve medeniyet kalıntıları hakkında günümüze kadar bilimsel çalışmalar yapılagelmiştir. Bu döneme ait kültür kalıntılarından en önemlisi çok renkli ve ye­rel bir üslûpla yapılan mozaiklerdir. Urfa'da şim­diye kadar belki 30'dan fazla mozaik keşfedilmiş, ancak bunun az bir kısmı kayıtlara geçebilmiştir. Bunlardan bir kısmı bazı meraklı kişilerin kolleksi­yonlarını süslerken birkaç tanesi de Urfa ve İstanbul'daki müzelerde muhafaza edilmektedir. Maalesef bu çok kıymetli eserler, yeterince koru­namadığından ya gecekondular altında kalmış ya da tahrip edilerek günümüze ulaşmamıştır 

Edessa Mozaik

Bu mozaiklerin çoğu bugün Yakubiye Mahallesi denilen tepelik alanda bulunmuştur. Bu tepe o dö­nemlerde  "Şelama oğlu Abgar Mezarlığı" idi.  Edessa Krallığı (M.Ö. 132-M.S. 244)  ve Roma dö­neminde, bu mezarlığa zengin ve soylu ailelerden ölenler gömülüyor ve genellikle mezar odasının ta­banına ölenleri ve yakınlarını gösterir çok renkli ve muhteşem mozaikler yapılıyordu. Bu mozaiklerde bazen krallar da sadece portreleriyle (Örneğin Abgar Mozaiği)  anılıyordu. Bu dönemde Urfa'da birçok mozaik sanatçısının bulunduğu tahmin edilmektedir.

Edessa mozaiklerinden kayıtlara geçen ve bizim bulduklarımızla toplam 12 mozaiğin incelendiği bu yazımızda, mozaiklerin genel görünümleri, şahıs­ların Klasik Süryânice (Estrangela) harflerle yazılı isimleri ve varsa tarihleri verilmiştir. Mozaiklerde tarih olarak verilen rakamlar Seleukos (Yunan) tak­vimine göredir. Süryâniler, bu takvimi o yıllardan günümüze kadar kullanmışlardır. Bu takvimin miladi takvime göre 311 yıl fazlalığı vardır. Mozaiklerde tarih olarak verilen rakamdan 311 yıl çıkarmak suretiyle miladi karşılığı bulunur. İncelediğimiz  12 mozaikten sadece 5'inde tarih ve­rilmiştir. Diğerlerinde ise moza­iğin yapı stili, süs­leme tekniği ve yazıların tahliline göre tahmini bir tarihleme yapılmıştır.

Edessa'da yapılan mozaikler teknik ve üslûp olarak İran kökenli Parth sanatını yansıtır. Çerçeve motifleri ise Klasik Yunan-Roma repertuvarından alınmıştır.

Süryânice sağdan sola doğru yazıldığı için biz de mozaiklerdeki yazıları sağdan sola doğru ter­cüme ettik. Mozaik yazıtlarının tercümesinde köşeli parantez içinde verilen kısımlar tarafımızdan ek­lenmiş­tir. Süryaniler, ölümden sonraki hayatın var­lığına inandıkları için yazıtlarda mezar yerine "Ebediyyet evi" deyimini kullanmışlardır.

I- ABGAR MOZAİĞİ

Kral Abgar Mozaikler1

1979 yılında Şehitlik Mahallesi'ndeki Çamlık Tepesi'nde bulunan bu mozaik, 1981 yılında Drijvers tarafından yayınlanmıştır. Mozaikdeki ba­yan figürü çalınmış olmakla birlikte mozaiğin tümü bugün yerin altında kalmıştır.

Zemini mozaik kaplı mezar odasının zemin ve mozaik ölçüleri 234x278 cm'dir. Mozaik, iki çer­çevede  beş kişiyi gösterir.            

I- 1) Akrab oğlu Aşadu.

    2) Ma‘nu oğlu Abgar.

    3) Aşadu oğlu Barsemyo. 

II-1) Barsemyo'nun annesi  ‘Azil.

   2) Ben Aşadu oğlu Barsemyo, bu ebediyyet evini benim için, çocuklarım için ve kardeşim için, efendim  ve  velinimetim Abgar’ın hayatı için yap­tım.

    3) Aşadu oğlu Hannan.

Şanlıurfa'ya yapılan Türkmen Göçleri ve yerleşimleri Şanlıurfa'ya yapılan Türkmen Göçleri ve yerleşimleri

Mezarın kurucusu Aşadu oğlu Barsemyo'dur. Barsemyo’nun babası Akrab oğlu Aşadu'dur.  Aşadu'nun karısı, Barsemyo'nun annesi olup ‘Azil’dir. ‘Azil, Urfa'daki birçok mozaik ve heykelde görülen Edessa kadınlarına özgü baş süsü (köfü) taşımaktadır.

Aşadu oğlu Hannan, Barsemyo’nun  kardeşidir. Barsemyo, bu mezarı kendisi ve çocukları için ol­duğu gibi, onun için de tayin etmiştir. 

Barsemyo kelimesinin Türkçesi "Köroğlu" dur. Aşadu adı "Arslan" manasındadır ve Arap şahıs ad­larının en tanınmışlarından birisidir. Aşadu, Akrab’ın oğlu idi; bunun adı da genel Sami dilinde "Akrep“ dir.

Abgar  adı “Büyük karınlı"  ya da "şişman“ an­lamındadır. Diğer Nebâti ve Palmira yazıtlarında da bu isim bulunur. Edessa’daki diğer kral adları da Arabi bir tanrı adı olan Ma‘nu  idi.

Bu mozaikteki yazılarda tarih verilmemiştir. II. yüzyılın sonları, III. yüzyılın ilk yarısına ait Edessa mozaikleri ile üslup yönünden benzerlik göster­mesi, ayrıca Severus dönemi Antakya mozaikle­rinde görülen çerçeve dekorasyonunun yer alma­sına dayanarak, bu mozaiği II. yüzyılın sonları ile III. yüzyıl başlarına tarihlemek mümkündür.

Ma‘nu oğlu Abgar’ın  Barsemyo tarafından “Efendim ve velinimetim“ diye adlandırılmış ol­ması, onun gerçekten emir gibi birisi olduğunu gös­terir. Çünkü bu ünvan, hemen hemen Suriye-Mezopotamya sahralarında ve civarlarındaki emir­lerin sadece kendilerine özgü birer hakları idi. Abgar’ın temsili tasviri de onun hükümdârâne bir vaziyette olduğunu gösterir. 

Soğmatar şehri halkından Edessa kralına (Arap hükümdarına) bağlı olanlar, krallarına  “Efendi ve  ve­linimet“ ünvanı veriyorlardı. Arap hükümdârları Edessa hânedânına aitti ve VIII. Büyük Abgar M.S. 177’de Edessa’da iktidâr mevkiine geçmeden önce Arap hükümdârı idi.

Bu delilleri sıralayan Drijvers'a göre, gerçeğe yakın olmakla birlikte bu mozaikte VIII. Büyük Abgar (177-212) tasvir edilmiştir. Barsemyo tarafın­dan kendisi, çocukları ve kardeşleri için yaptırdığı bu mezarda, Kral Abgar gömülü olmayıp, saygıdan dolayı sadece ismen anılmıştır. Bu nezaket, o dö­nemde toplumsal ve özel bir bağlılığı temsil edi­yordu.

Drijvers'ın görüşüne karşılık J.B.Segal'e göre, mozaikde tasvir edilen şahıs Kral X.Abgar Ferhad (239-241)'dır. A. Cihat Kürkçüoğlu'na göre ise, bu kral Hz.İsa ile mektuplaştığına inanılan V.Abgar Ukkama (M.S. 13-50) olmalıdır.

II- Mozaik Edessa

1901 yılında Samsat Kapısı civarında bulunmuş­tur. Şimdi İstanbul Arkeoloji Müzesi'ndedir. Tarihsiz olup muhtemelen III. yüzyılın başlarına aittir. Mozaik üç çerçeveden oluşmuştur. Yukarıdan aşağıya doğru başlayıp sağdan sola doğru yazıları şöyle tercüme edilmiştir.

I-  1) Germo oğlu Aftuha.

     2) Sumo.

II- 1) Germo.

    2) Aso.

III-1)Bartalaha.

     2) Ben Germo oğlu Aftuha. Bu ebediyyet evini kendim için ve çocuklarım için ve varislerime her zaman için yaptım.

     3) Şalmet.

III- AİLE PORTRESİ veya MUKİMU MOZAİĞİ

1952 yılında J.B.Segal tarafından bulunmuştur. Bugün kayıptır. Tarihsiz olup, muhtemelen III. yüzyılın başlarına aittir.

1) Mukimu eşi Ga‘u.

2) Ma‘nu kızı Şalmet.

3) Abednahay oğlu Mukimu.

4) Mukimu oğlu Az.....

5) Mukimu oğlu  ‘Abedşemeş.

6) Mukimu oğlu Ma‘nu.

7) Mukimu kızı Amatnahay. 

IV-V- BARBA‘ŞAMİN OĞLU BARMA‘NA VE GERNO OĞLU MA‘NA MOZAİKLERİ

Bu çifte mozaik 1998 yılı sonlarında, Yakubiye Mahallesi'nde bir evde tarafımızdan keşfedilmiştir. Edessa mozaik sanatının nadide ve kendine özgü stilini yansıtan bu mozaikler maalesef bugün ka­yıptır. 

Mozaiklerin bulunduğu içiçe iki mezar odasın­dan ilkine iki basamaklı bir merdivenle inilmekte­dir. Kayaya oyulmuş mezar odasının iki arkosolu ve tavanı tahrip edilmiş ve yerine beton bir tavan ve briket duvarlar yapılmıştır.

a) Barba‘şamin oğlu Barma‘na Mozaiği.

Birinci mezar odasındaki mozaik kare biçiminde olup, figürlerin yeraldığı çerçeve 1.30x1.30 metre ölçülerindedir.

Mozaik tek çerçevede beş kişiyi gösterir.  Figürlü çerçevenin kenarlarını sırayla dalga dizisi motifi ve ikili saç örgüsü motifi süslemiştir. Bunun kenarı da 10 cm'lik fon renginde bir aralık bırakılarak 8 cm'lik siyah bir bant-kuşakla çerçevelenmiştir. Bu genel çerçevenin üst kısmında, bej zemin üzerine 15 cm boyutlarında siyah taşlarla yapılmış ve  pek iyi seçi­lemeyen iki adet rozete benzer bezeme görünür. Bunun da üst kısmında, pembe zemin üzerine 2 cm'lik siyah renkte kısa kenarları içbükey dikdört­gen bir çerçeve içinde 20 cm aralıklarla 4 adet flu bir bezeme daha yeralır. Bezemeli bölümün üst kısmı, ikinci mezar odasına geçişi sağlayan ve sonradan taş bir duvarla daraltıldığı anlaşılan girişin altında bulunduğundan, bu bezemelerin ne olduğunu tahmin etmek oldukça zorlaşmıştır.

Mozaikte tasvir edilen şahısların isimleri,  ilgili şahısların solunda ve yukarıdan aşağıya doğru ya­zılmıştır. Figürlü çerçevenin belki yarısına yakın kısmı maalesef  ev sahibi tarafından tahrip edilmiş­tir.

1) Sama'nın kızı.

2) Ma‘nu oğlu Barkelbo.

3) Barba‘şamin oğlu Barma‘na.

4) ‘Ama'nın kızı.

5) Gerno.

Sama'nın kızı, Ma‘nu oğlu Barkelbo'nun arka­sında tasvir edilmiştir. Mozaikteki tahribat bu figü­rün de yarısını silmiştir. Sama'nın kızı, koyu gri renkte bir elbise içinde tasvir edilmiştir. Omuz, göğüs ve boyun kısmını çıplak bırakan elbisesinin gölge ve kıvrımları siyah renktedir. ‘Ama'nın kızı'nda bu­lunan ehram, burada da verilmiştir. Ehramın rengi sarı olup, kıvrım ve kenarları açık kahverengidir. Sama'nın kızı, başında bir Köfü taşır. Bu başlığın üzerinden aşağıya doğru bıraktığı bir yaşmak gö­rünür. Saç rengi koyu kestane (belki kınalı) ren­ginde verilmiştir.

Mozaikteki ikinci şahıs Ma‘nu oğlu Barkelbo'dur. Barkelbo "Köpekoğlu" anlamındadır ve  tanrıların köpeği Nergal ile ilgilidir. Barkelbo'nun yüzü oval ve siyah sakallıdır. Üzerinde tek parçadan oluşan koyu gri renkteki el­bisesi ile  mitraya benzer sade bir başlık taşır. Elbisesinin gölge ve kıvrımları siyahtır. Barkelbo'nun sağ eli göğsüne doğru, sol eli ise ha­fifçe kalkık bir durumda aşağıya doğru bırakılmış­tır. Karın kısmından aşağısı maalesef tahrip edil­miştir.

Barba‘şamin oğlu Barma‘na ismindeki Barba‘şaminBarba‘alşamin isminden gelmektedir ve Tanrı Ba‘al ile ilgilidir. Barma‘na ismine gelince; bu da eski bir Arap tanrısı olan Ma'nu isminin deği­şik bir versiyonudur, ama genellikle Ma‘nu olarak kullanılmıştır. Barma‘na, turuncu bir gömlek giy­miş olup, elbisesinin kıvrım ve gölgeleri kırmızıdır. Başında gömleğiyle aynı renkte  mitra gibi bir baş­lık taşır ve siyah sakallı olarak tasvir edilmiştir. Sağ omuzunda düğümlenmiş bir elbise bağcığı görülür. Barma‘na, pantolon olarak şalvara benzer birşey gi­yinmiştir.

‘Ama'nın kızı  olarak adlandırılan bayan figürü, pembe bir elbise ile tasvir edilmişir. Başında bulu­nan başlığa bağlı sarı renkte, vücudunun arka kıs­mından inen bir yaşmak ve sol omuzundan göğsü­nün alt kısmına inen sarı bir ehram taşır. Figürün orta kısmı tahrip edildiğinden kolları görünmez. Başındaki başlık, konik biçimdedir. Bu başlığa böl­gemizde "Köfü" ismi verilir ve biraz değişiği halen bazı yaşlı-köylü bayanlarca giyilir. Saçları koyu kes­tane renginde (belki kınalı), örgülü ve omuzlarının üzerine dökülmüştür.          

Mozaiğin sol baştaki figürü olan Gerno, ‘Ama'nın kızı'nın solunda ve omuzunun arkasında sadece baş ve omuz olarak tasvir edilmiştir. İsmi başının üzerinde, sağdan sola doğru yazılmıştır. Henüz çocuk olduğu anlaşılan Gerno'nun elbisesi yuvarlak yakalı ve koyu gri renktedir. Yüzü yuvar­lağımsı olup, saçları kahverengi ve kısadır.

Mozaikte tasvir edilen şahısların dikkati çeken kol pozisyonları belki özel bir durumu yansıtıyor olabilir. Ayrıca bu şahısların sırayla  bu mezara gömüldüklerini de tahmin edebiliriz.

Birinci mezar odasının hemen güneyinde, daha önce arkosol olduğu tahmin edilen dar bir girişle ikinci mezar odasına girilir.

b)  Gerno oğlu Ma‘na Mozaiği

İkinci mezar odasının  arkosolları zeminden 5 cm yukarıdadır ve 1.60 metrelik uzunluğa sahiptir. Mozaik ölçüleri birinci mozaik ölçüleriyle aynıdır. Mozaikteki şahıslar, bir kadın iki erkek olmak üzere üç kişiden oluşur.  Kadın ayakta, iki erkek ise di­vana uzanmış bir şekilde tasvir edilmişlerdir.

İç çerçevede alt kısmı tamamen kaplayan bir di­van (kline) görülür. Divanın üstünde ince bir min­der ve iki ayrı yerde, figürlerin dirseklerini yasla­dıkları üçer adet üstüste konmuş yastık bulunmak­tadır.  Bir örtüyle örtülü divan, sol kenarı yarım daire, sağ kenarı ise dik bir şekilde son bulur. Örtü, koyu gri, bej ve pembe renklerden oluşur.

1) Ma‘nu oğlu Barşamaş.

2) Gerno oğlu Ma‘na.

3) Ma‘na'nın karısı Rimay.      

Sağ baştaki şahıs Ma‘nu oğlu Barşamaş'tır. Barşamaş, "Güneşin oğlu" manasındadır ve en çok kullanılan bir isimdir. Barşamaş, divana sol dirse­ğini dayamış bir vaziyette ve elinde çift kulplu bir kâse tutmaktadır. Sarı ve bej renklerle yapılmış bir elbise giymiştir. Barşamaş,  mitra benzeri bir başlık giymiştir. Bu başlık, üst kısmında içi bej renginde yapılmış bir topaçla sona erer. Barşamaş'ın yüzü oval ve bol sakallıdır. Sakalının gri ve siyah renkte yapılmış olması onu, mozaikteki en yaşlı adam ola­rak gösterir. Barşamaş'ın pozisyonundan anlaşıldı­ğına göre bu mezar odasına gömülen kişi bizzat kendisidir. Cenaze Töreni Mozaiği'nde de böyle bir durum söz konusudur.

Mozaikte ortadaki şahıs Gerno oğlu Ma‘na'dır. Ma‘na, divana uzanık vaziyette tasvir edilmiştir. Sağ ayağı dizden kırılarak, biraz içeriye çekilmiş sol ayağın üzerindedir. Pembe bir gömlek içinde görü­nen Ma‘na'nın göğsünden aşağı dizle­rine kadar olan kısım tahrip olduğu için  görünmemektedir. Gömleğinin renginde bir şalvar giymiş­tir. Sakallı ve ince bir yüze sahip olup başında her­hangi birşey ta­şımaz. Saç rengi kahverengi (belki kınalı) olup, sa­kalı ise koyu gri olarak yapılmıştır. Mozaikteki tah­ripten dolayı kollarının pozisyonunu bilemiyoruz; ancak kendisine göre sol dirseğini yas­tığa dayamış olabilir. Belki de sol elinde; daha önce bulunan Cenaze Şöleni mozaiğinde olduğu gibi ya­nındaki şahsa ikram ettiği içki kâsesinin altlığını tu­tuyordu.

Sol baştaki hanım "Ma‘na'nın karısı Rimay" dır. Rimay, divanın arkasında ve muhteme­len ayakta tasvir edilmiştir. Başında, önceki moza­ikteki ‘Ama'nın kızı olarak tanıtılan figürün aynısı bir Köfü vardır. Köfünün üzerinden aşağıya doğru inen sarı bir yaşmak görülür. Ayrıca sol omuzunu ve göğsünü kaplayan aynı renkte bir eh­ram giymiş­tir. Daha önce bulunan Edessa mozaik­lerindeki ba­yan figürlerinin çoğunda yaşmak ve eh­ram bulu­nur. Edessalı kadınlar evlerinden çıkarkan muhte­melen yüzlerini örtüyorlardı. Günümüzde nadir olarak buna benzer giyim tarzı ve örtünme halen devam etmektedir. Rimay, kırmızımsı bir el­bise içindedir. Boynunda beyaz taşlarla yapılmış bir kolye bulunur. Sağ elinde bir çiçek tutar. Saçları kı­nalı, gölge ve kenarları siyah renkte olup örülmüş bir şekilde omuzlarının üzerine bırakılmıştır. Yüzü hafif pembe renkte gerçeğe yakın canlı bir formda verilmeye çalışılmıştır.

Her iki mozaikte tasvir edilen şahısların zen­gin veya soylu bir aile oldukları giyimlerinden bel­lidir.

Mozaikler üzerinde tarih verilmemiştir. Her iki mozaiğimiz de, 1991 yılında bulunan ve yayınlanan "Barhadad Mozaiği"ne stil ve yazı yönden çok benzemektedir. Ayrıca III. yüzyılın başlarına tarihlendirilen mozaiklerdeki yazı stili ile mozaiklerimizdeki yazı stili hemen he­men aynıdır. Bunlara dayanarak, her iki mozaiğin III. yüzyılın başlarına ait olabileceğini söylenebilir. 

VI- BARHADAD MOZAİĞİ

1991 yılında Yakubiye Mahallesi'nde bir evde ta­rafımızdan keşfedilmiştir. Üzerinde tarih taşımayıp, muhtemelen III. yüzyılın başlarına aittir. Mozaik bugün Şanlıurfa Müzesi anbarındadır.

1) Mesa.

2) ‘Abednu oğlu Barhadad

3) Vail.

4) Barşuma oğlu Ruma hatırlansın.

5) Ruma kızı Hata.

VII- CENAZE TÖRENİ MOZAİĞİ

1956 yılında J.B.Segal tarafından Eyyûbiye Mahallesi'nde bir kaya mezarında bulunmuştur. Şimdi parçalanmıştır. Parçalarının bir kısmı Beyrut'ta bir antikacı pazarında görülmüştür. Tarih olarak eksik formda [54]9 yılı verilmiştir; bu da 238 yılına karşılık gelir. Mozaikteki yazılar yukarıdan aşağıda doğru dört ayrı yerde verilmiştir.

I- 1) [Beş]yüz[kırk]dokuz yılının Ağustos ayında. Ben Barba‘şamin oğlu Zeydallat; bu mezarı kendim için ve  çocuklarım için yaptım.

II-1)  Zeydallat'ın eşi Avi.

    2) Zeydallat'ın kızı Kimi.

    3) Barba‘şamin oğlu Zeydallat.

    4) Zeydallat oğlu Barşalmo.

    5) Zeydallat oğlu Ma‘mi.

III-1) Zeydallat kızı Z.........  

IV-1) Zeydallat oğlu M........u.

     2) Zeydallat oğlu Barba‘şamin.

VIII- GAVSİ OĞLU BALAY MOZAİĞİ

Samsat Kapısı'nın dışında bir mağarada bulun­muştur. Çizimleri 1890 yılında Euting tarafından yapılmıştır. Şimdi kayıptır. Tarihsiz olup, muhte­melen III. yüzyılın başlarına aittir. Dört çerçevede verilen mozaik yazılarının okunuş ve tercümeleri şöyledir:

I-1) Gavsi kızı Şalmet.

  2) Gavsi oğlu Balay.

  3) Damay.

  4) Sarkin.

II-1) ‘Abşay'ın eşi Kişat.

   2) ‘Abşay'ın annesi Arhemta.

   3) ‘Abşay.     

   4) Mag ....

   5)  ‘Abedşuk.

III-Ben, Gavsi oğlu Balay; bu ebediyyet evini kendim için, çocuklarım ve varislerim için yaptım.

IV-1) Balay oğlu Ani.

    2) Ani'nin annesi Şalmet.

    3) Samay.

    4) Balay oğlu Barnabas.

IX- ORFEUS MOZAİĞİ

1956 yılında J.B.Segal tarafından Eyyûbiye Mahallesi'nde bir kaya mezarında bulunmuştur. Üzerinde eksik harfle 539 tarihi verilmiştir. Bu tarih, miladi 228 yılına tekabül etmektedir. Mozaik şimdi kayıptır.

1) Orfeus.

2) [Beşyüz]otuzdokuz yılının Temmuz ayında. Ben, Barnay oğlu Aftuha, bu ebediyyet evini kendim için,  çocuklarım için ve varislerime her zaman için yaptım.

X- ÜÇAYAK  MOZAİĞİ

1956 yılında J.B.Segal tarafından Şehitlik Mahallesi'nde bulunmuştur. Mozaiğin ortasındaki yüzünün bir kısmı eksik olan Adona oğlu Hafsay"ın elinde tuttuğu üç ayaklı bir eşyadan do­layı mozaiğe bu isim verilmiştir. Bugün tahrip edilmiş olup, bazı parçaları Aziz İreneĞİstanbul'da saklıdır. Tarihsiz olup, muhtemelen III. yüzyılın başlarına aittir.

1) ........ Gebbay.

2) Adona oğlu Hafsay.

3) Şelam‘ata oğlu Gebbay'ın oğlu Adona, bu ebediyyet evini kendisi için yaptırdı.

4) Her kim onun çoluk çocuğunun ve yasının acısını kaldırırsa, onun ataları için mutlu bir sonraki hayatı olacaktır.

5) Gebbay oğlu Adona'nın kızı  ‘Adita.

XI- ZENODORA MOZAİĞİ

1881 yılında Urfa'da kopye edilmiştir. Üzerinde eksik olarak 570 tarihi verilmiştir; bu da miladi 259 yılı eder. Bugün kayıptır. Kitabe tercümesi şöy­ledir:

"[Beşyüz]yetmiş yılının Şubat ayında, [ben] bu ebediyyet evini kendim için ve çocuklarım için yap­tım. ........... ben Bar‘ata oğlu ‘Abednahay............ Za‘rura kızı, Bar‘ata'nın eşi. "

XII- ZÜMRÜD-Ü ANKA MOZAİĞİ

1956 yılında J.B.Segal tarafından Eyyûbiye Mahallesi'nde bir kaya mezar içinde bulunmuştur. Şimdi kayıptır. Üzerinde tarih olarak Seleukos tak­vimine göre 547 rakamı verilmiş olup bunun miladi karşılığı 236'dır.

1) Beşyüzkırkyedi yılında, bu ebediyyet evi Barko oğlu Barşemeş [anısına], kendim için ve ço­cuklarıma ve her zaman için yapıldı.

2) Zümrüd-ü Anka.

Editör: Haber Merkezi