Şanlıurfa’nın tarihten gelen birikimi ile bugüne kadar devam eden örf, adet, gelenek ve göreneklerinin yavaş yavaş kaybolmaya başladığını tüm Urfalılar söylüyor. Gazetemizin muhabirlerinin yaşlı Urfalılarla yaptığı söyleşilerde hep bu sitemler dile getiriliyor. Şanlıurfa öyle bir kent olarak tanınmıştı ki, bilindiği gibi Hacca karayolu ile gidenler Hz. İbrahim’in makamını da ziyaret ederlerdi. Bu güzergâh kullanılırdı. Şanlıurfa’nın yeterli derecede oteli, misafirhaneleri olmadığından gelen hacı adaylarını Urfalılar evinin durumuna göre alır yatırır, yedirir ve içirir ve hacca yolculardı. Bu nedenle Şanlıurfa halkı Türkiye genelinde yardımsever, konuksever, misafirperver, mert ve cömert olarak tanınırdı.
Türkiye’nin birçok ilinde Düşkünler Yurdu doludur. İkincisi ve üçüncüsünün yapılması istenir. Özel kuruluşların da bu gibi yurtları vardır. Şanlıurfa’da Düşkünler Yurdunda kalanların büyük bölümü yabancı, Urfalı olanların ise kimsesi yoktu. Düşkünler Yurdu kapandı. Aile ve Sosyal politikalar il müdürlüğü ev ortamında bu insanlara yer temin etti.
Şanlıurfa’da yaşlı ve bakıma muhtaç yaşlı mı yok. Tabiî ki var. Çünkü Şanlıurfalılar büyüklerine ve atalarına büyük saygı duyup, onun bütün ihtiyaçlarını aileleri karşılar. Bu nedenle de yaşlılar düşkünler yurduna verilmez. Vermek isteyenler ise toplumun örf,adet ve geleneklerine karşı gelemediğinden bunu gerçekleştiremez. Bu güzel, aileleri ve toplumu birleştiren geleneklerimiz maalesef yavaş yavaş kayboluyor. Aileler arasında bağlar kopuyor. Akrabalar arasında bağlar kopuyor. Geleceğimiz olan gençlere sahip çıkılmayınca gençler uyuşturucu başta olmak üzere kötü alışkanlıklara karışıyor. Bu nedenle ; toplumu birbirine kaynaştıran örf,anane ve geleneklerimizi gençlere öğretip gelecek kuşaklara aktarmalıyız.