Siyaseten sol teorik olarak; sınıf ayrımına karşı, elitizme karşı, emekçini yanında, gelir dağılımında adelet ve eşitliği savunan, daha çok özgürlüklerden yana, ezilmişlerin yanında, barışçıl, maddeden çok insan ve insanın ihtiyaçlarını ön plana çıkaran bir bakış açısı sunmalıdır.
Bu saydığımız hususlardan dolayı sol; bazı hususlarda İslami hassasiyetlerle de uyuşur ve buluşur. İnsani değerler ön plana çıktıkça İslam da insan için en ideal, sağlıklı yaşam modeli olduğundan doğru tespitlerin sol söylemlerle kesişme noktalarının olması kaçınılmazdır. Ancak bu doğrulara giden yollar her ideolojiye göre farlılık arzeder ve bu yönü ile İslam, tüm beşeri fikirlerden tekrar ayrışır çünkü İslami görüşte bu yollar da yine Allah’ın emir ve yasaklarına uymak zorundadır ve insan hayatı için en ideal yoldur. İnsan için en ideal ve doğru yoldur diyorum İslam için; dünyevi ölçüleri baz aldığınızda asla en eğlenceli, en karlı, en çok dünyevi muhteva içeren yol değildir tabii ki...
Öğrencilik yıllarımızdan beri siyasi tartışmalar esnasında sol cenahtaki arkadaşlarımıza bazen söylediğimiz eleştiri ifade eden bir serzeniş vardı; " Öyle rakı sofralarında ülke kurtarmaya benzemez" diye... İşte bu söylem sonunda gitti geldi CHP olağanüstü kongresinde bizzat genel başkan tarafından dillendirildi. Ben bazen bu lafın ardından "Yahu adamların kötü bir alışkanlığını siyasi tartışma konusu yapmamız doğru mu acaba?" diye sorardım kendime, insaf ve adalet adına. Allah hepimizi kötü alışkanlıklardan korusun. Ancak görünen o ki sonunda kendileri de bu sözün doğruluğu kanaatine varmışlar ve kongrelerine kadar taşımışlar. Ayrıca CHP; bu hali ile zaten bir sol partiden daha çok bir statüko partisi konumunda, hatta bazen faşizan çıkışları olan bir parti. Statüko karşısında yenilikçilik, insan hakları, inanç ve düşünce özgürlüğü gibi pek çok konuda bayrağı Ak Parti’ye kaptırmış durumda.
Biz CHP’ nin daha özgürlükçü, insan ve toplumun hassasiyetlerine daha önem veren bir parti konumuna gelmesini arzuluyoruz. Bunun da yolu bu toplumu ve bu toplumun hassasiyetlerini tanımaktan geçer. Ben solcuyum, akıllıyım, elitim düşüncesi yani genel başkanlarının ifadesi ile sadece felsefe yapmaktan ileri gitmeyen bu elitizm bir de rakı masalarıyla birleşince böyle bir CHP manzarası çıkıyor karşımıza. Genel başkan dillendirmedi ama bunu da ben söyliyim; evet rakı masalarındaki elitizm onlara bir kaplumbağa hızıyla siyaset yaptırmaktadır doğru, bundan vazgeçip çalışmaları lazım ancak CHP’ nin ülkemizle ilgili Kürt meselesinden halkın inanç değerleriyle açmış olduğu savaşlara kadar pek çok konuda yanlış durum tespitleri vardır. CHP bu yanlış durum tespıtlerini saptamadan ve kendi ideolojileri ile halkı buluşturabilecek doğru yorumlarını yapmadan da yola çıkmamaladır çünkü yanlış saptamalarla başlayan çalışmalar yanlış mesafe almalarına sebep olacaktır.
Kısaca CHP , orjin olarak kodları İslam dünyası dışında belirlenmiş bir ideolojının sahibidir. Ancak parti olarak bu kodları bu toplumun yapısına göre ayarlamayı beceremediği gibi, kendisi de zaten bu ideolojik kodlardan uzak halka rağmen statükonun bekçiliğine soyunmuş bir parti konumuna getirilmiştir. Geçmişiyle hesaplaşabilecek ve bütün bu yanlışları görüp doğru adımlarla çalışma azminde olacak bir CHP’ nin bu ülkeye ve ülke siyasetine bir şeyler kazandırabileceği muhtemeldir. Ülkede siyaset seviyesinin yükseltilmesi bile ülkeye hizmet sayılmalıdır. Ancak bu sadece sayın Mehmet Bekaroğlu’ nu CHP saflarına katmakla olacak gibi değil. Büyük bir reform düşünceleri yoksa korkarım ki bazı değerlerini kaybeden sayın Bekaroğlu olacaktır. Ekmelleddin İhsanoğlu’ nda olduğu gibi...