Demokrat Parti Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Polat, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) yolculuğunu ve yaşanan kırılma noktalarını değerlendirdiği bir açıklama yaptı. Polat, Türkiye'nin 1959 yılında Adnan Menderes liderliğinde Avrupa Ekonomik Topluluğu'na (AET) yaptığı başvuruyla başlayan sürecin, 1960 darbesiyle kesintiye uğradığını hatırlattı. Ardından Süleyman Demirel'in 1970'te imzaladığı "Avrupa Ortak Pazarı" anlaşmasının da iç ve dış müdahalelerle rafa kaldırıldığını belirtti.
AB Yolculuğundaki Engeller ve Darbeler
Polat, 1971 muhtırası ve 1980 darbesi gibi askeri müdahalelerin Türkiye'nin AB ile bütünleşme sürecini sekteye uğrattığını vurguladı. Özellikle 1979'da Başbakan Bülent Ecevit'in AB'nin üyelik talebini reddetmesinin, Türkiye'nin Yunanistan ile birlikte AB'ye girmesini engellediğini ifade etti. Polat, "Eğer Ecevit bu talebi reddetmeseydi, belki de 12 Eylül 1980 darbesi yaşanmazdı ve ABD'nin üsleri yeniden açılmazdı" dedi.
1990'larda Yeniden Canlanan AB Umutları
1990'larda Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit döneminde AB ilişkilerinin yeniden canlandığını belirten Polat, 1999 Helsinki Zirvesi'nde Türkiye'ye aday ülke statüsü verilmesinin önemine değindi. 2005'te müzakerelerin başlaması kararlaştırılsa da, 2010 sonrasında siyasi rüzgarların değişmesiyle sürecin yeniden sekteye uğradığını ifade etti.
Ankara Kriterleri ve AB Kriterleri Arasındaki Çelişki
Polat, son yıllarda "Ankara Kriterleri" adı altında AB standartlarından uzaklaşıldığını ve bu durumun Türkiye'yi iflasa sürüklediğini savundu. AB kriterlerinin demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve ekonomik istikrarı öngördüğünü hatırlatan Polat, "Ankara Kriterleri ise tek adam yönetimini ön plana çıkaran, demokratik dengeyi bozan bir sistemi işaret ediyor" dedi.
AKP İktidarı ve AB Süreci
AKP'nin ilk yıllarında AB reformlarını hayata geçirerek önemli kazanımlar elde ettiğini belirten Polat, ancak 2010 sonrasında bu reformların askıya alındığını ve AB ile ilişkilerin donduğunu ifade etti. Polat, "AKP iktidarı, AB üyeliğini kendi şahsi iktidarlarını devam ettirme arzusuyla reddediyor. Çünkü AB üyesi bir ülkede 'tek adam' yönetimi olamaz" diye konuştu.
Çözüm: AB Kriterlerine Dönüş ve Parlamenter Sistem
Polat, Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik krizden çıkış yolunun AB kriterlerine uyum sağlamak ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönmekten geçtiğini vurguladı. "AB kriterleri, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını güvence altına alan bir sistem öngörüyor. Türkiye'nin geleceği, bu kriterleri benimsemekle mümkün olabilir" dedi.
Demokrat Parti Şanlıurfa İl Başkanı Mustafa Polat, Türkiye'nin AB yolculuğunun önündeki en büyük engelin "Ankara Kriterleri" olduğunu belirterek, çözümün AB kriterlerine dönmekte yattığını ifade etti. Polat, "Türkiye, demokrasi, hukuk ve refah hedefleri doğrultusunda AB ile bütünleşme sürecini yeniden canlandırmalı. Aksi takdirde iflas kaçınılmaz olacaktır" uyarısında bulundu.