Osmanlı Dönemi’ne ait orijinal tarifler doğrultusunda, katkı maddesi kullanılmadan tamamen el emeğiyle üretilen şerbet, 40 farklı baharat ve organik aroma ile hazırlanıyor.
Meslek Yüksek Okulu Gıda İşletme Bölümü öğretim görevlisi Mesut Kaplan, Osmanlı şerbetinin tarihsel önemine değinerek, şerbetin özellikle ramazan ayında iftar sonrası vücuda gereken şeker ve antioksidan maddeleri sağlamak için tüketildiğini belirtti. Kaplan, Osmanlı döneminde şerbetin her gün tüketildiğini, ancak Ramazan’da daha yoğun kullanıldığını ifade etti. Ayrıca, Ertuğrul Gazi’den itibaren Osmanlı saray mutfağında önemli bir yer tutan bu kültürün devam ettiğini ve geleneksel ad tescili için başvurularının yapıldığını sözlerine ekledi.
Bilecik’teki bu geleneksel şerbetin tescil edilmesiyle, Osmanlı şerbeti hem coğrafi işaret hem de geleneksel ad olarak resmiyet kazanacak.
Malzemeler:
- 1 su bardağı nar çiçeği (veya nar suyu)
- 1 yemek kaşığı tarçın
- 1 yemek kaşığı zencefil
- 1 su bardağı kızılcık şerbeti
- 1/2 su bardağı gül suyu (isteğe bağlı)
- 5-6 adet karanfil
- 1 çay kaşığı şeker (isteğe bağlı, tatlandırmak için)
- 1 litre su
- 1 yemek kaşığı bal (isteğe bağlı)
- Meyve kuruları (kuru kayısı, erik, üzüm vs., tatlandırmak için)
Yapılışı:
-
Baharatları hazırlayın: Tarçın, zencefil, karanfil ve nar çiçeğini bir kaba koyun. Kızılcık şerbeti ve suyu ekleyin.
-
Kaynatma işlemi: Karışımı bir tencereye alın ve orta ısıda kaynamaya bırakın. Karışım kaynamaya başladıktan sonra, kısık ateşte yaklaşık 10-15 dakika kadar karıştırarak pişirmeye devam edin. Baharatlar iyice suya geçmeli.
-
Tatlandırma: Şerbet karışımını ocaktan alıp süzün. Üzerine bal ve şeker ekleyerek tatlandırın. Şeker ve bal tamamen eriyene kadar karıştırın.
-
Soğutma: Şerbeti oda sıcaklığında soğumaya bırakın. Şerbet tamamen soğuduktan sonra, buzdolabında 1-2 saat soğutun.
-
Servis: Şerbetiniz soğuduktan sonra, bardaklara dökün ve üzerine kuru meyve parçaları ekleyin. Arzuya göre bir kaç damla gül suyu da ekleyebilirsiniz.