NE AK, NE KARA, SADECE GRİ

Bir zamanlar ANAP akımı vardı sonradan DSP'li oldu herkes şimdi de AK Partili…

Aslında insanlar aynı da nedense alışmışız yağmurun yağdığı yere tarlayı çekmeye, sol parti veya sağ parti iktidara geldiği zaman içki apaçık içilir ibadet gizli yapılırdı. Muhafazakar parti iktidara gelince tam tersi oldu açıktan ibadet etmeler gizlice içki içmeler başladı. Müdürü, Milletvekili, Bakanı ve hatta Başbakanı camiye gidince yanında saf tutmak için millet adeta yarışır hale geldi. Alnı secde görmemiş adamlar takkeleriyle cami ve mescitleri doldurur oldu. Eskiden sade biçimde hazırlanmış bayram tebrikleri ve yılbaşı kutlamaları için kartpostallar gönderilirdi, şimdilerde o kartpostalların yerini sırf kendisini dindar göstermek için camii resimleriyle süsleyenler var. Gönderen aynı kişi ama görüşünde doksan derece dönüş var. Samimi olsa amenna…

Adama bakıyorsun neredeyse her sene hacca gidiyor. Sırf gösteriş için o kadar para harcarken memlekette yaşayan fakirlere bir kuruş yardım yapmıyor. Komşusu açken tok yatan bizden değildir hadisini hiç duymamışlar herhalde, yoksula vereceği üç kuruş için elleri titreyenler, sıra siyasete gelince kesenin ağzını sonuna kadar açıyorlar.

Öyle ya fakirin yoksulun ne kadar torpil gücü olabilir ki...

Bu iktidar değişene kadar böyle sürüp gidecek, ne iktidar kendine sadık olanın samimiyetinden emin olacak ne de atayacağı bürokratın temizliğinden…

Samimiyet hiçbir şeyle ispatlanamaz ve ölçülemez. Kişi samimiyetini dile getirir ama ne kadar içten olduğunu yalnızca Allah bilir. Ne yazık ki ikiyüzlü adamlar her zaman olduğu gibi bu zamanda da itibar görür oldu.

Herhalde dini siyasete alet etmek dedikleri bu olsa gerek…

Geçmişte olduğu gibi bugünde ibadetini samimi duygularla yapanlar var elbette, ama onlar ne makam ne koltuk peşinde…

Adamım demek kolay da adam gibi adam olmak zor.

Hz. Mevlana'nın dediği gibi; Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol…

Saygılarımla…