Son zamanlardaki olaylar yüzünden güvenlik açısından ülkemiz gerçekten kötü günler yaşıyor.
Gezi olaylarında başlayan şiddet ve terör olaylarının ve bu olaylar üzerinden oluşturulmak istenen algının ardındaki zihinlerin yeniden oluşturmaya çalıştığı 'Katil Devlet algısı tekrar gündeme alınmak isteniyor. Tabii baskıcı,faşist devlet uygulamaları hem bizim tarihimizde hem de diğer milletlerin tarihinde elbette ki olmuştur ve bunu kabul etmemiz de gerekiyor. Fakat bugün gelinen noktada tabiri caizse devlet huzur için, halkın memnuniyeti için elinden gelen her fedakarlığı yapmaya çalışmasına rağmen siyaseti esir almaya çalışan, özgür düşünce ve teşebbüsü engelleme gayreti çinde olan bir zihniyet tüm toplumu esir almaya çalışıyor sanki. Oluşturulmak istenen 'Katil Devlet 'algısı; büyüyen, gelişen,halkı için mantıklı her adımı atmaya hazır olduğunu her fırsatta beyan eden ve bunu gösteren Yeni ve Büyük Türkiye gerçeğine karşı siyaseten söyleyecek bir sözü olmayan, bu konuda aciz kalan ve bu acziyetle terör ve şiddet sarmalına dolananların acizliğini gösteriyor aslında.Şimdi bu algıyı oluşturmaya çalışanlara şöyle bir bakalım; tek tek gözden geçirelim gerçekten huzura, barışa, demokrasiye ve ülkeye ne katkı sunuyor bu odaklar...Evet karşınıza kocaman bir hiç çıkacak şüphesiz... Katkı sunmadıkları toplumsal barışa ,huzura, büyük ve güçlü bir ülke olgusuna bir de oluşturmak istedikleri 'Katil Devlet imajıyla zarar vermeye çalıştıkları gerçeğini maalesef üzüntüyle görüyoruz. Birazcık emeğiniz olsaydı, birazcık huzur arasaydınız,birazcık insanımız ve ülkemiz diye bir derdiniz olsaydı 'Katil Devlet çağrılarınıza biz de belki kulak verebilirdik, belki acaba diye düşünebilirdik ancak bu sefer her şey o kadar ayan beyan ortadaki dönüp bakmak bile gerekmiyor.
Bu zihinsel savrulma öyle bir savrulma ki katkı sağlayamadığı şeyi bitirme, yok etme gözü dönmüşlüğünde, göz kararmışlığında...
Gözü dönmüş aşık cinneti gibi bir şey...
Suriyede Esedçi, Rusyada Putinci , ateizm metaforunda İrancı, İslam fobisinde cemaatçı, ODTÜde namaz kılana saldıran , Diyarbakırda Peygamber’e hakareti bilbordlara taşıyan, sergilerde çarşaflı kadınlara zincir vurularak zihinsel altyapılarının dışa vurumu sergilenen bir kaos bu...
Ve en son bu kaos hendeklerde soluklanmaya, oradan tekrar 3. Köprü, 3. Havaalanına karşı çıkan gezizekalılığı canlandırmaya hevesli,acılarımızı seven mazoşist bir kaos...
Ve öyle bir zihniyet ki hep negatif,hep yıkıcı...
Ve hep şiddet ve kanla beslenen…
Ve sürekli 'Katil Devlet algısına dayanmaya çalışan ve oradan rahatlamaya çalışan bir psikolojik drama…
Ve bir siyasi acziyet hali...