Kalaycılık Türkiyede olduğu gibi Şanlıurfada son demlerini yaşıyor. Bazı illerde sayıları bir ve iki olan kalaycılar 5-10 yıl sonra unutulup gideceğe benziyor.

Tarihçesi milattan önce 3000li yıllara dayanan kalay bunca senedir insanlığa gelir sağlayan bir element olarak bilinir. Yüzyıllardır Türk kültürünün bir parçası olarak bilinen kalaycılık mesleği ise yok, günümüzde olmak üzere. Bakır mutfak eşyaları, bilindiği gibi üzerlerindeki kaplamanın soyulmasıyla birlikte zehir saçtığından dolayı kalaylanmak zorunda. Bu nedenle de bundan yaklaşık 20 yıl öncesine kadar kalaycılar ve kalaycılık mesleği revaçtaydı. Gelişen teknoloji ile birlikte, bakır eşyanın yerini krom, çelik ve alüminyum alışımlı mutfak ürünleri aldı. Kalaycılık, önceki yıllarda seyyar olarak da yapılırdı. El arabaları ve at arabalarıyla köy köy, mahalle mahalle gezen kalaycılar, zamanla kentlerin ücra köşelerindeki dükkanlara kapandı. Şanlıurfada çiğkaöfte tepsileri ve bakırın hediyelik eşyalarda kullanılması ile yaşam mücadelesi veren Kalaycılık mesleğinin hükümetçe veya yerel idarelerce desteklenmesi, gelecek nesillere aktarılması gerekir diye düşünüyorum.

Şanlıurfada bu mesleğin bir zamanlar öyle revaçta olduğu biliniyor. Çünkü Şanlıurfada bu mesleği yapanların soy isimlerini aldıkları biliniyor. Teknoloji ile ata meslekleri yok olup gidiyor. Gelecek nesillere aktarılması açısından kültür müdürlüğünün bu mesleği genç nesillere öğretilmesini sağlaması gerekir diye düşünüyorum.