Şanlıurfa Gazetesi'ne açıklamalarda bulunan İsmail Çiftçi, bazı ev sahiplerinin "Urfalılara ev vermem" tutumunu sert bir şekilde eleştirerek, bu tür davranışların kabul edilemeyeceğini ifade etti. Çiftçi, ev sahiplerinin keyfi olarak kiracıyı seçme haklarının olmadığını belirterek, belediyeler ve devletin bu duruma müdahale etmesi gerektiğini vurguladı.
Çiftçi, "Ben Urfalılara ev vermem diyen ev sahipleri var, belediyeler ve devlet buna müsaade etmemeli. Keyfi olarak ben ona ev veriyorum buna vermiyorum diye bir şey olur mu?" diyerek, ayrımcılıkla suçlanan ev sahiplerine karşı yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini savundu.
Kira fiyatları konusunda da açıklamalarda bulunan Çiftçi, "Yetkililer desinler ki, kira fiyatlarını 16 bin lira olan evleri 5 bin liraya vereceksiniz diye" şeklinde konuşarak, özellikle yüksek kira bedelleri konusunda yasal düzenlemeler yapılması gerektiğine dikkat çekti. Çiftçi, kiraların artmasının ve bazı ev sahiplerinin keyfi davranışlarının vatandaşın yaşamını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti.
Geçmişteki baskı ortamlarına da değinen Çiftçi, "Gerçekten de bazı durumlarda milletimiz şiddetten anlıyor. 12 Eylül darbesinden sonra Haşimiye Meydanı"nda yüzbaşı, burayı boyatacaksın diyordu, 5 bin lira ceza kesiliyordu. Adam itiraz edince cezasını 15 bin liraya çıkarın diyordu. Tabi şimdi biz demiyoruz böyle olsun ama vatandaşın keyfine de bırakırsan olmaz" şeklinde konuşarak, geçmişteki otoriter yönetim anlayışlarına atıfta bulundu.
Son olarak, Çiftçi, "Gerçekten yazık, diğer vatandaşı da düşünmek zorundayız" diyerek, toplumun tüm kesimlerinin düşünülerek adil bir kira düzenlemesinin sağlanması gerektiğini ifade etti.
Ev sahiplerinin Urfalılara ev vermemesi gibi bir durumu açıklarken, birkaç olasılık öne çıkabilir. Bu durum, genellikle önyargılar, ekonomik endişeler veya sosyal faktörlerle ilişkilidir. Ancak, hukuki açıdan, ev sahiplerinin coğrafi köken veya etnik kimlik gibi nedenlere dayalı olarak kiracı seçmesi yasal değildir ve ayrımcılıkla suçlanabilirler. İşte bu durumu etkileyebilecek bazı faktörler:
-
Önyargılar ve Sosyal Algılar: Bazı ev sahipleri, özellikle Urfalılara yönelik yanlış anlamalar ve olumsuz toplumsal algılar sebebiyle ev vermek istemeyebilir. Bu, insanların belirli gruplara karşı sahip olduğu önyargılar veya stereotipler ile ilgili bir durum olabilir.
-
Ekonomik Endişeler: Bir diğer neden de ekonomik güvence arayışı olabilir. Ev sahipleri, kiracılarının ödemelerinde sorun yaşaması veya evlerini yeterince korumaması gibi endişelerle, belirli gruplara karşı daha temkinli olabilirler. Ancak bu durum yine hukuki açıdan ayrımcılıkla sonuçlanabilir, çünkü kiracı seçiminde coğrafi köken, etnik kimlik ya da dini inanç gibi faktörler dikkate alınamaz.
-
Geçmişteki Deneyimler: Bazı ev sahiplerinin, geçmişte yaşadıkları olumsuz deneyimler (örneğin, kira ödemelerinde aksaklıklar veya taşınmazlarının zarar görmesi) nedeniyle belirli gruplara karşı temkinli olması mümkündür. Ancak bu da yine ayrımcılık anlamına gelebilir.
-
Toplumsal Dinamikler ve Kültürel Farklılıklar: Şanlıurfa, göçmen ve kırsal kökenli nüfusun yoğun olduğu bir şehir olarak, bazen şehirdeki sosyal yapıya uyum sağlamak adına belirli gruplar arasında kültürel farklar gündeme gelebilir. Ancak bu tür farklar, bir ev sahibinin hukuka aykırı bir şekilde belirli bir gruba ev kiralamamasını meşru kılmaz.
Hukuki Durum: Türk Borçlar Kanunu ve Konut Kiraları ile ilgili mevzuat, kiracıyı seçme hakkını ev sahibine tanısa da, bu seçimin ayrımcı olmaması gerekir. Yani, bir ev sahibinin sadece "Urfalı" olduğu için kiracı seçmemesi yasal bir hak ihlali teşkil eder ve ayrımcılık suçu oluşturur.
Bu durumla ilgili devletin ve belediyelerin, kiracı seçiminde ayrımcılığa karşı düzenlemeler yapması ve denetimler gerçekleştirmesi büyük önem taşır.