Gerek kamu kurum ve kuruluşlarda, özel sektörde ve Sivil toplum örgütlerinde yöneticilerin sorumluluk ağırdır. Liyakli, bilgili deneyimli yöneticiler maiyetindekilere eşit ve adaletli davranmasını bilir. Ancak, liyakatsiz olanlar için bunu söylemek mümkün değil. İdareci olmanın mesuliyeti çoktur. Maiyetindekilere adaleti gözetmeyen âmir, onlara zulmetmiş olduğu belirtiliyor. İslam alimleri ;Kıyamette, insanlar arasında en çok azap görecek kimse, zalim idarecileri olduğunu ,On kişiye âmirlik eden kıyamette, elleri bağlı olarak getirilir. Âdilse kurtulur, değilse zulmü yüzünden helak olur. Hiç kimse yoktur ki, on kişiye âmir olsun da, kıyamette, idare ettiği kimseler arasında hüküm verilinceye kadar elleri bağlı olmasın!, demiş, Bazı İslam alimleri ise Cehenneme girecek ilk üç sınıf insandan biri zalim âmirdir.Halkın işlerini üstlenip de onlara güçlük çıkarana lanet olsun!. Siz âmir olmaya düşkünsünüz. Halbuki, hakkını gözetenler hariç, âmirlik, kıyamette pişmanlıktır. Âmirliğin başı da, sonu da pişmanlıktır, kıyamette de azaptır.Ey Ebu Zer, kendim için istediğimi, senin için de isterim. Fakat sen zayıfsın, iki kişinin bile başına geçme! Vazifesini hakkıyla yürüten kimseler hariç, âmirlik, kıyamet gününde pişmanlıktır. Herhangi bir idareci olmadan ölmek, elbette senin için kurtuluştur. Demiş.Türkiye’de mahkemelerde davalara bakıldığında ideolojik, mezheb ve değişik nedenlerde mahkemeler incelendiğinde idarecilerin seçilmesinde özen gösterilmelidir