Sin Mabedi, Babil dönemine ait en eski anıtsal yapılardan biri olarak kabul edilir ve Harran'da inşa edilmiştir. M.Ö. 2000'li yıllara tarihlenen Kültepe ve Mari tabletlerinde, Harran'daki Sin Mabedi'nde antlaşmaların imzalandığına dair bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca, M.Ö. II. binyılın ortalarına ait Hitit tabletlerinde, Hititler ile Mitanniler arasında yapılan bir antlaşmaya Harran'daki Ay Tanrısı Sin ve Güneş Tanrısı Şamas'ın şahit tutulduğu belirtilmektedir. Bu bilgiler, Sin Mabedi'nin antik dönemde önemli bir dini ve siyasi merkez olduğunu göstermektedir.

Sin Mabedi'nin Yeri: Tartışmalar ve Bulgular

Sin Mabedi'nin tam yeri kesin olarak tespit edilememiştir. Bazı araştırmacılar mabedin Harran höyüğünde, iç kalede veya Ulu Cami'nin bulunduğu yerde olabileceğini öne sürmektedir. Özellikle İbni Şeddad, Sin Mabedi'nin Ulu Cami'nin yerinde olduğunu ve Harran'ın 640 yılında İyaz bin Ganem tarafından fethedilmesiyle bu mabedin camiye dönüştürüldüğünü belirtmektedir. Ayrıca, Paganistlere kendi mabetlerini inşa etmeleri için başka bir yer verildiğini de eklemektedir.

Sin Ay Tapınağı

Bozova'da Libasyon Çukurlu Kaya Mezarına Kayıt Altına Alındı Bozova'da Libasyon Çukurlu Kaya Mezarına Kayıt Altına Alındı

Rice tarafından yapılan kazılarda, Ulu Cami'nin avlu kapılarında ters vaziyette döşeme taşı olarak kullanılmış üç bazalt stel bulunmuştur. Bu stellerden birinin Ay Tanrısı Sin'i, diğerinin Güneş Tanrısı Şamas'ı temsil ettiği tespit edilmiştir. Üçüncü stelin neyi temsil ettiği ise anlaşılamamıştır. Bu stellerin Ulu Cami'ye başka bir yerden getirilmiş olabileceği gibi, caminin yerinde bulunan Sin Mabedi'ne ait olma ihtimali de bulunmaktadır. Bu ikinci ihtimal, İbni Şeddad'ın görüşlerini destekler niteliktedir.

Höyükteki Bulgular ve Sin Mabedi

Dr. Nurettin Yardımcı, 1985 yılında Harran höyüğünde yaptığı kazılarda, Babil Kralı Nabonid dönemine ait çivi yazılı iki tablet bulmuştur. Bu tabletlerde Sin Mabedi'nden ve E.HUL.HUL tapınağından bahsedilmesi, mabedin höyükte olabileceği fikrini güçlendirmektedir. Bu bulgular, Sin Mabedi'nin yerine dair tartışmalara yeni bir boyut kazandırmıştır.

Sin Tapınağı

Sabiiler ve Sin Mabedi

Harran'da XI. yüzyıla kadar varlıklarını sürdüren Sabiiler, Sin Mabedi ile yakından ilişkilidir. Ancak, 1081 yılında Numeyrilerin valisi Yahya b. el-Şatr tarafından yıkılan son mabetlerinin yeri, günümüzdeki kalıntılar arasında tespit edilememiştir. Bu durum, Sabiilerin dini mirasının izlerinin kaybolduğunu göstermektedir.

Sonuç

Sin Mabedi, antik dönemde Harran'ın dini ve siyasi hayatında önemli bir yere sahipti. Günümüzde mabedin tam yeri kesin olarak bilinmemekle birlikte, Ulu Cami'nin bulunduğu alanda veya höyükte olabileceği yönünde güçlü bulgular mevcuttur. Arkeolojik kazılar ve tarihi kaynaklar, Sin Mabedi'nin izini sürmeye devam etmektedir. Bu anıtsal yapı, antik Mezopotamya'nın dini ve kültürel mirasının önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir.

Kaynak: HABER MERKEZİ