Hızlı işleyen bir adalet sistemi inşa edileceğini söyleyen Erdoğan, ”Trafikte işlenen suçların yanı sıra trafik güvenliğini tehlikeye atan kişilere yönelik de caydırıcı önlemler alacağız. Nişan, düğün, asker uğurlaması gibi kişilerin toplu bulunduğu etkinliklerde silahla ateş edilmesi vakalarına dönük cezaları önemli ölçüde ağırlaştırıyoruz. Aile içi ve kadına yönelik şiddet suçları soruşturma bürolarını ülke sathında yaygınlaştıracağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi"nde düzenlenen "Yargı Reformu Strateji Belgesi" tanıtım toplantında konuştu. Sözlerine "Bolu Kartalkaya"daki yangında vefat eden 78 vatandaşımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, kederli aileleri ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Tedavileri devam eden 10 kardeşimize de Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum" diyerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 4"üncü Yargı Reformu Strateji Belgesi"nin hayırlara vesile olması temennisinde bulundu. Erdoğan, ”Adalet Bakanlığımız başta olmak üzere fikir, görüş, öneri ve eleştirileriyle belgenin hazırlanmasına katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum. Her fırsatta hatırlattığımız gibi bizler; adaleti mülkün, yani devletin temeli olarak gören bir geleneğin mirasçılarıyız. Adalet, hem milli hem de manevi yapımızda, diğer her türlü hasletin onun etrafında ve ona göre şekillendiği bir mihver hükmünde olmuştur. Tarih ve medeniyetimiz, merkezinde adaletin yer aldığı devirlerin birbirini takip etmesiyle bugüne ulaşmış bir iftihar tablosudur" dedi.
“Toplum yaşantımız, kişisel hayatımız ve değer müktesebatımız gibi devlet tasavvurumuz da asırlar boyunca adalet mihengine vurduğumuz fikir ve faaliyetlerle şekillenmiş; hak ve hukuka göre tekemmül etmiştir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bin yıldır hakla, hukukla, hakikatle yoğurduğumuz bu topraklar; en doğusundan en batısına iyilik ve erdem tohumlarıyla yeşerttiğimiz gönül coğrafyamız, yüksek adalet şuurumuzun en yakın şahididir. Böyle köklü ve zengin bir birikimin rehberliğinde adalet hizmetlerinin en üst seviyede vatandaşlarımıza sunulması için yoğun gayret gösteriyoruz. Şurası bir gerçek ki; adalet sistemimizin tüm unsurlarıyla güçlü, hızlı ve etkin bir şekilde işlemesi, milletimizin her bir ferdini yakından ilgilendiriyor” diye konuştu.
Hâkim ve savcılar başta olmak üzere adalet teşkilatının her bir mensubunun kılı kırk yaran bir titizlikle yüksek bir vazife şuuruyla hareket etmesine bu bakımdan büyük önem verdiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Adalet hizmetlerinin etkinliği kadar adaletin gecikmeksizin, vaktinde tecelli etmesinin de önemini her fırsatta vurguluyoruz. Şunun bilinmesini isterim: Türk milleti adına karar veren yargı makamının itibarına halel gelmemesi ve toplumun adalete olan inancının sarsılmaması, bizim için her türlü mülahazanın üzerindedir. Göreve geldiğimiz 2002"den beri bu konuda gerçekten büyük hassasiyet gösterdik. Adliye binalarımızın, sunulan hizmetin mehabetine uygun hale getirilmesinden personel sayısına, mevzuattan dijitalleşmeye kadar geniş bir alanda çok sayıda adım attık” ifadelerini kullandı.
"Kanunun verdiği yetkiyle hukuksuzlukların peşine düşen yargı mensuplarını kimse tehdit edemez"
Yargının bağımsızlığı ilkesine “tarafsızlığı” ilkesini de ekleyerek, hâkim ve savcıların görevlerini layıkıyla yerine getirebilmelerinin önünü açtıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eski Türkiye"nin imtiyazlı çevreleri bunu halen hazmetmekte zorlansa da, 'üstünlerin hukukunun' egemen olduğu vesayetçi yapıdan 'hukukun üstünlüğünü' referans alan âdil bir yargı sistemine geçiş sağlanmıştır. Siyasi ve ideolojik kimlikleri ile ekonomik statüleri sebebiyle bazı insanların hukuk önünde ayrıcalıklara sahip olduğu günler artık geride kalmıştır. Darbecileri alkışlayan yargı yerine darbecilerden millet adına hesap soran, mağdurların hak ve hukukunu savunan yargı pratiğinin yerleşmesini, Türk demokrasisi adına önemli bir kazanım olarak görüyoruz” açıklamasını yaptı.
Türk yargısının bu vasfını gelecekte daha da güçlendireceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hangi yanlış algıdan kaynaklanırsa kaynaklansın hukuk karşısında kendini dokunulmaz görenler, şu gerçeği er ya da geç kabullenecekler: Hiç kimse hukukun üstünde değildir, layüsel değildir, imtiyazlı değildir. Suç işleyenler, suçta kibirlenenler, hukuka kast edenler, kim olursa olsun yaptıklarının hesabını bağımsız Türk mahkemelerine vermek zorundadır. Dolayısıyla kanunun verdiği yetkiyle hukuksuzlukların peşine düşen yargı mensuplarını kimse tehdit edemez, mahkemeler üzerinde baskı kuramaz, yargı camiamıza parmak sallayamaz. Geçmişte yargı mensuplarını hain terör saldırılarında kaybetmiş bir ülke olarak, hakim ve savcılarımız ile ailelerinin hedef gösterilmesini asla tasvip etmiyoruz.Daha önce de ifade ettim; yargı kararlarını doğru bulur veya bulmazsınız. Hatta mahkeme kararlarını, gerekli nezaketi göstererek, eleştirebilirsiniz. Ama, bu ülkenin anamuhalefet partisi de olsanız, çıkıp kameralar önünde hukuk insanlarına, hem de çok yakışıksız, çok pervasız biçimde tehdit savuramazsınız. Buna biz de izin vermeyiz, hedef haline getirilen yargımız da izin vermez. Devam eden yargı süreçleriyle ilgili herkesten sorumlu, sakin ve siyaseten dürüst bir tutum beklediğimizi bugün tekrar vurgulamak istiyorum” dedi.
15 sene önce ilk Yargı Reformu Stratejisi'ni 2009 yılında tamamlayarak milletle paylaştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, hemen ardından 2015 ve 2019 yıllarında hazırladıkları iki yeni Strateji Belgesi"yle reform çalışmalarına ivme kazandırdıklarını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”3"üncü Yargı Reformu Stratejisi"nin uygulama dönemi, 2024 yılı itibarıyla sona erdi. Bugün 2025-2029 dönemini kapsayan 4"üncü Yargı Reformu Strateji Belgesi"yle sizlerin ve aziz milletimizin huzurundayız. Öncelikle şu hususun altını net bir şekilde çizmek durumundayım: Sürekliliğe dayanan bir anlayışla köklü kurumsal değişiklikleri hayata
geçirdiğimiz Yargı Reformu Stratejileri birbirini tamamlar niteliktedir” değerlendirmesini yaptı.
Yeni reform belgesinin bugüne kadarki gelişmelerin değerlendirilmesi ve sistemin ihtiyaç duyduğu yeniliklerin belirlenmesi suretiyle oluşturulduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Dolayısıyla bu belgemiz de az önce ifade ettiğim üzere diğer reform belgelerimizin devamı ve tamamlayıcısı durumundadır. Yeni Yargı Reformu Stratejisi"yle adaletin etkinliğine ve yargı mekanizmalarının ihtiyaçlarına yönelik yeni politikaları belirledik. 5 amaç, 4 hedef ve 264 faaliyetin yer aldığı 4"üncü Strateji Belgemizle yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını daha da güçlendirmeyi, vatandaşlarımızın hukuki güvenliğini daha da kuvvetlendirmeyi, yargılamaların zamanında ve makul sürede tamamlanmasını, çözüm merkezli ve öngörülebilir bir adalet sistemi oluşturmayı, yargılama usullerini sadeleştirerek verimliliği artırmayı, yargıya ilişkin güven ve memnuniyeti daha da yükseltmeyi, onarıcı ve telafi edici adalet uygulamalarını yaygınlaştırmayı, ceza adaleti sisteminin etkinlik ve caydırıcılığını tahkim etmeyi ve adalet hizmetleri ile adli bilimlerde dijital dönüşümü hızlandırmayı hedefliyoruz” açıklamasını yaptı.
Yargı Reformu Stratejisi'nin en önemli önceliklerinden birinin de makul sürede yargılanma hakkı güvencelerinin artırılması olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Bu kapsamda yargılama usullerine, teşkilat yapısına, insan kaynaklarına ve teknik altyapıya ilişkin birçok çalışma alanı tespit ettik. Geçtiğimiz dönemlerde adil yargılanma hakkının etkin bir şekilde korunması noktasında önemli reformları devreye almıştık. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru ve bilgi edinme hakkı gibi yenilikleri mevzuatımıza eklemiştik. Kamu Denetçiliği Kurumu, Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi yeni birimler ihdas etmiştik. 4"üncü Yargı Reformu Strateji Belgesi ile de hak arama yollarını daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz. Mağdurların yeterli güvenceye sahip olduğu telafi edici bir adalet sisteminin oluşturulması hususunun üzerinde de önemle duruyoruz. Adalete güvenin tam olarak tesis edilmesi için ceza adaleti sisteminde mağdur odaklı yeni politikaları uygulamaya alıyoruz. Uyuşmazlıkların önlenmesi ve mahkemeye taşınmadan kaynağında çözülmesi, yargının iş yükünün azaltılmasında büyük önem arz ediyor. Bu çerçevede dava öncesi alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin kapsamının genişletilmesini öncelikli politika olarak belirledik. Strateji belgemizle bu yöntemlerin sistem içindeki yerini güçlendiriyor; toplum genelinde müzakere kültürünü geliştirmeyi hedefliyoruz. Hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi vizyonu ile hazırladığımız yeni strateji belgesi ile etkin ve hızlı işleyen bir adalet sistemi inşa edeceğiz” diye konuştu.
"Yeni İnsan Hakları Eylem Planı ile hak ve özgürlüklerin daha etkin korunmasını sağlayacağız"
4"üncü Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin ilk amacının kurumsal yapının güçlendirilmesi ve süreçlerin yeniden yapılandırılması olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bu çerçevede uzlaştırıcı, birleştirici, özgürlükçü, toplumun tüm kesimlerini kuşatan yeni ve sivil bir Anayasa çalışmalarımıza hız vereceğiz. İnsan hakları alanındaki kurumsal kapasitemizi güçlendirecek; hazırlayacağımız yeni İnsan Hakları Eylem Planı ile hak ve özgürlüklerin daha etkin korunmasını sağlayacağız. Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu gibi bireysel hak arama kurumlarımızın kurumsal yapısını ve uluslararası kuruluşlarla uyumluluklarını güçlendireceğiz. İfade ve basın özgürlüğü ile kişi hürriyeti ve güvenliğine ilişkin standartları yükseltecek; yeni hak arama yollarını çeşitli tedbir ve uygulamalarla tahkim edeceğiz. Makul sürede yargılanma hakkının temini için mahkemeler teşkilatının organizasyon yapısını tekrar tanzim edeceğiz.”
Ceza mahkemelerinin görev alanlarını yeniden düzenleyeceklerini, ihtiyaç duyulan yerlerde yeni adliyeler kurulacağını, mahkeme sayılarını artırılacağını ve tek hâkimle çalışan bazı mahkemelerin heyet halinde çalışmalarını temin edeceklerini bildiren Erdoğan, ”Temyiz kanun yolunun etkinliğine yönelik yeni düzenlemelerle temyiz incelemelerinin 6 ay içerisinde sonuçlandırılmasını hedefliyoruz. Bunun için Yargıtay ve Danıştay Kanunlarında yer alan daire ve üye sayılarını iş yüküyle orantılı olacak şekilde yeniden belirleyeceğiz. Temyiz incelemeleri gibi istinaf incelemelerinin de 6 ay içinde neticelendirilmesine yönelik düzenlemeler yapacağız. İstinaf mahkemelerindeki daire ve hâkim sayılarını iş yüküne uygun ve uzmanlaşmayı sağlayacak şekilde artıracağız. İlk derece mahkemelerinde uzun süren davalar istinaf mahkemelerinde öncelikle incelenecek ve bazı davalarda istinaf incelemesi olmadan doğrudan temyiz incelemesi yapılacaktır” dedi.