Uzman Diyetisyen Ali DERELİ yaptığı yazılı açıklamada; “Çiğ köfte 3-4 adet tüketildiğinde çok iyi bir ara öğün alternatifi olabilir. Esmer bulgurun kan şekerinize, cevizin kolesterolünüze, limon, acı ve baharatların metabolizma hızınıza olumlu etkilerini düşünecek olursak eğer çiğ köftenin iyi bir tercih olduğu kanaatine varabiliriz. Özellikle son yıllarda daha da yaygınlaşan fabrikasyon üretim ile et konulmadan yapılan çiğ köfteler sağlığı olumsuz etkileyebilecek bir takım olumsuzluklardan da uzaklaşmış durumda.  Bu durum da, iyi kalite belgelerine sahip, sağlıklı olarak hazırlanmış, paketlenmiş ve saklama koşullarına dikkat edilmiş çiğ köfteye diyetinizde rahatlıkla yer verebilirsiniz.” dedi.

“HALK SAĞLIĞININ ÖNEMİNİN BİLİNCİYLE ÇALIŞIYORUZ”

Tatlıses Gıda Fabrika Müdürü ve Gıda Müh. Elif ATTEPE: “ Son zamanlarda yarattığı sağlık problemleriyle gündeme gelen zayıflama haplarının birçoğunun içerisinde acı biber kullanıldığını hepimiz biliyoruz. Konunun içeriği derinleştikçe bu halk sağlığını olumsuz etkileyen ilaçlar yerine, bizleri hem tok tutacak hem de zayıflamamıza destek olacak Çiğ köftenin gündelik hayatın dışında diyetlerde de tercih edilmesi biz üreticilere önemli sorumluluklar yüklüyor. Mesela biz Tatlıses Çiğ Köfte olarak TSE ile ortaklaşa çalışmalarımız sonucu bir çiğ köfte kriteri oluşturduk ve halk sağlığını tehdit edebilecek her şeyi ürünlerimizden uzak tuttuk. Bizler halk sağlığı açısından gerekli olan ilk adımları attık bundan sonrada sosyal bilinçle çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

 

ÇİĞ KÖFTE TARİHİ

Bulgur, isot, kıyılmış et, salça, soğan, maydanoz ve çeşitli baharatların yoğurulup karıştırılması ile hazırlanan, pişirilmeden tüketilen, Şanlıurfa yöresine ait bir yiyecektir.  Şanlıurfa"nın dışında Adana, Adıyaman, Gaziantep, Diyarbakır, Mardin, Elazığ, Malatya gibi illerde de yöresel farklılıklar gösteren çiğ köfteler yapılır. Genellikle ince ve uzun (sıkma) köfte parçaları şeklinde ve marul yaprağı ile servis edilir. Şanlıurfa"da açık, bazı yörelerde de lavaş ekmeği ile tüketilir.

Çiğ köfte, muhteviyatındaki bulgurun şişme özelliğinden dolayı bekletilmeden, tazeyken yenmesi gereken bir besindir. Çiğ et nedeniyle oluşabilecek -başta tenyazis olmak üzere-[2] çeşitli hastalıklar nedeniyle etsiz çiğ köfte çeşitleri de üretilmeye başlanmıştır. Bu tür çiğ köftede çeşitli sos ve baharatlarla etli çiğ köfte görüntüsü ve lezzeti taklit edilir. Türkiye"de Sağlık Bakanlığı kararıyla etli çiğ köftenin satışı yasaklanmıştır.

Çiğköftenin doğuş öyküsü , Hz.İbrahim dönemine dayandırılmaktadır. Hz.İbrahim , devrin kralı Nemrut"un putlarını kırarak ,Allah"ın varlığına inanmaya davet edince Nemrut öfkelenir ve Hz.İbrahim"in ateşe atılmasını emreder.Böylece büyük bir ateş yakmak üzere yöredeki bütün odunlar toplanır. Nemrut evlerde ateş yakmayıda yasaklar. Halk ateş yakmadan nasıl yemek yapacağını düşünür durur. İşte bu günlerde bir avcı,avladığı ceylanı eve getirerek hanımından yemek yapmasını ister.Hanım evde odun bulunmadığını söyler.Çevrede toplanacak bir tek dal odun dahi kalmamıştır. Avcı, çoluk çocuğun aç kalmaması için hanımından bir çare bulmasını ister. Bunun üzerine kadın,ceylanın budundan yağsız et çıkararak bir taş üzerinde başka bir taşla döverek ezmeye başlar.Sonra ezilmiş eti bulgur,biber ve tuzla karıştırarak yoğurur. Böylece o leziz ve tadına doyulmaz "çiğköfte" meydana gelir.

 

 

Editör: Yusuf Güler