Çözemeyeceğimiz Sorun Yoktur

Sultan Alparslan’ın kılıç hakkıyla alarak, tapusunu Türk milletine armağan ettiği Anadolu’da 1806’dan, 1937’e kadar emperyalist ülkelerin desteğiyle tam 36 isyan çıkarılmıştır.
Türk devletini yıpratmak üzere, yabancı ülkelerin destekleriyle çıkarılan bu isyanların hepsi bastırılmış, elebaşları öldürülmüştür.
Abdurrahmanpaşa’dan Bedirhan’a, Berhanilerden Şeyh Selim Şehabettin’e, Şeyh Sait’ten Resul ağaya, Sason’dan Seyit Rıza’ya kadar devlete başkaldıran hiçbir güruhla müzakere edilmemiş, devlete başkaldıran asilerin elebaşları ya çatışmada öldürülmüş, ya da mahkeme kararı ile asılmıştır.
Son hain terörist Seyit Rıza asılınca devletin gücünü ve büyüklüğünü kabul eden bölücüler devlete itaat etmek zorunda kalmıştı.

Yaklaşık 40 yıl boyunca bölücülük hareketi örgütleşemedi fakat yetmişlerin ikinci yarısından sonra çeşitli isimler altında örgütleşen bölücü teröristler özellikle doğu ve güneydoğuda yüzlerce ülkücü genci katlettiler.
1978’de “pkk” adıyla kin ve nefret kusmaya başlayan kürtçü teröristlerin sistemli bir şekilde başları ezilmektedir.
Bu örgütün her şehirdeki öncü isimlerine baktığımızda, özgürlük, eşitlik, adaletten bahseden bu düzenbazların gayet zengin ve müreffeh bir hayat sürdüklerini, kendi çocuklarını özel okullarda okuttuklarını, yurtdışında yüksek lisans yaptırdıklarını, son model fiyakalı araçlara bindiklerini ve gayet modern bir yaşam sürdüklerini görmekteyiz.
Elebaşlarının uyuşturucu, sigara, silah ve mülteci kaçakçılığı, organ ticareti, fuhuş ve daha çeşitli pis işler yaptıkları,
Orta kademe yöneticilerinin herşeyi ve herkesi satacak karaktersizlerden oluştuğunu,
Ayak takımı diyebileceğimiz alt kademesinin ise anarşi ortamı yaratmak üzere programlandığı aşikardır.
Öğretmen, öğrenci, mühendis, doktor, hemşire, eczacı, memur, işçi ve her meslek grubundan insanların üzerine adeta kuduz bir köpek gibi saldıran pkk, bölgedeki geri kalmışlığın tek sebebidir.
Zaman zaman işbaşına gelen siyasi hükümetler müzakere yollarını denemişlerse de sonrasında bunun büyük bir hata olduğunu görmeleri uzun sürmemiştir.
Mesela, “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun”un 16 Temmuz 2014 tarih ve 29062 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmasıyla başlayan ve kamuoyunda çözüm süreci olarak bilinen dönemde devlet kurumlarının bütün iyi niyetine saldırganlıkla cevap veren pkk, bir buçuk yılda yüzlerce asker ve polisimizi şehit etmiş ve süreç bitmiştir.
2019 yılının son aylarına gelindiğinde terör örgütüyle bağlantısıyla gündemde olan partinin Diyarbakır İl Başkanlığı önünde “Diyarbakır Anneleri” adıyla oturma eylemi başlatıldı. Bu gruptaki kadınlar, çocuklarının kandırılarak “dağa” kaçırıldığını iddia etmekte ve çocuklarının geri getirilmesini istemekteydi. Oysaki, bunlardan kiminin çocuğu beş yıldır, kimininki on yıldır dağa çık-arıl-mıştı.
Tabi ki, hiçbir insan doğuştan suçlu değildir. Mutlaka bir insanı suça iten sebepler vardır. …Ancak bu çocuklar dağa ne sebeple ve nasıl çıkmış olursa olsun, yıllardan beri içinde bulundukları ortam bir izci kampı değil, kan ve zulmün hâkim olduğu bir terör örgütüdür. Yıllardan beri bu örgütün içinde suça bulaşmadan kalmış olmaları biraz hayalcilik olacaktır.
Başta bölücü terör örgütü pkk olmak üzere, bütün terör örgütlerinin kökünün kazınarak, Devletin maddi ve manevi olarak rahata kavuşması artık her Türk evladının temennisidir.
Terörün kökünü kurutmak için sahada verilen silahlı mücadelenin yanı sıra siyasal anlamda da etkin mücadele şarttır.
Örgüte eleman kazandıran kurumlar ortadan kaldırılmalıdır.
Örgüte maddi destek verenlerin mal varlığına el konulmalıdır.
Örgütle bağlantısı ispatlanan kişilere hapis cezası verilmesinin yanı sıra kamu hizmetlerinden men edilmeli, seçme ve seçilme hakkı elinden alınmalıdır.
Terör bağlantısı sebebiyle kapatılan partilerin üyesinden genel başkanına kadar tümüne siyaset yasağı getirilmelidir.
Tüm partilerden Belediye meclis üyesi, belediye başkanı ve milletvekili adayı olanların sabıkasız olmaları yeterli görülmemeli ve mutlaka güvenlik soruşturması yapıldıktan sonra adaylıkları kesinleştirilmelidir.
Bunlar yapıldığı takdirde, terörü besleyen kaynaklar kurutulacağı için dağda, bayırda yabani hayvan gibi yaşayan teröristlerin kökünü kazımak Mehmetçik için çocuk oyuncağıdır.
Terör örgütü ile geçmişte yaşananlar bu sorunun konuşarak, anlaşarak, uzlaşarak, tokalaşarak çözülemeyeceğini göstermiştir.
Bu sorunun tek ve kesin çözümü, kaynağını kökünden kurutmaktır.
Türk devletinin en doğru kararı verecek kapasiteli yöneticileri ve her operasyonu başarabilecek donanımlı personeli kaynağını kökünden kurutarak, sorunu çözecektir.
Dualarımız kolluk kuvvetlerimizle birliktedir. Yeter ki, bir olalım, iri olalım, diri olalım. Yeter ki çözülmeyelim, çözemeyeceğimiz sorun yoktur.