Biyogüvenlik Kurulu, 13 GDO'lu mısır ve ürünlerinin hayvan yemlerinde kullanılmasına izin verdi. 13 GDO'lu mısır ve ürünlerinin ithalatı için başvurularda, mısırın taşımış olduğu gen ile ilgili Türkiye'deki ya da ithal edildiği ülkedeki akredite bir laboratuardan alınan analiz raporu eşliğinde uygun olanların gümrük ve ithalat işlemleri gerçekleştirilecek.
Biyogüvenlik Kurulu'nun Kararları Resmi Gazete'de 23.12.2011 tarihinde yayınlandı. Buna göre Türkiye Yem Sanayicileri Birliği Derneği İktisadi İşletmesi, Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği İktisadi İşletmesi (BESD-BİR), Yumurta Üreticileri Merkez Birliği'nin (YUM-BİR) mısır çeşidi ve ürünlerinin hayvan yemlerinde kullanılması amacıyla yaptığı başvuruyu değerlendirdi. Kurul, 13 GDO'lu mısır, çeşidinin 23.12.2011 tarihinde hayvan yemlerinde kullanılmak üzere ithalatına onay verdi. Onay verildikten sonra bir özel televizyon kanalında Biyogüvenlik Kurulu başkanının yapmış olduğu açıklamaya göre Bize 5 bitkiye ait başvuru var; mısır, kolza, şeker pancarı, patates ve soya... Bunların bir kısmı yem amaçlı bir kısmı gıda amaçlı. Toplam 58 rapor çıkması gerekiyor. Biz bugünle beraber 16 rapor verdik. Sadece 13 mısır çeşidi ile ilgili karar aldık. Bundan önce de 3 soya çeşidi ile ilgili izin vermiştik Geriye 42 çeşit ile ilgili çalışma kalmıştır Gıda ile ilgili bir karar vermedik şu anda. Yalnızca mısırla ilgili karar verdik. Bunun dışında incelemekte olduğumuz ürünler var. Şu anda gıda ile ilgili herhangi bir kararımız yok, sadece yem ile ilgili olarak kararımız var.".Dedi işte
Kurulun ithalatına izin verdiği GDO'lu mısır çeşitleri şöyle….
Bt11, DAS1507, DAS59122, DAS1507xNK603,
NK603b, NK603xMON810, GA21, MON89034, MON89034xNK603, Bt11xGA21, 59122x1507xNK603, 1507x59122 ve MON88017xMON810.
İkinci ürün mısır üretim ambarı Şanlıurfa'yı ve tüm Türkiye'yi ilgilendiren GDO'lu ürünlerin neden kullanıldığı, neden kullanılmak istendiğini, sonuçlarının nasıl olacağını 31.07.2009 tarihli FRANKEŞTAYN ÜRÜNLER yazımda sizlere sunmuştum yine ufak bir hatırlatma yapacağım. GDO'lu ürünlerde Bilindiği gibi, haşereye direnç sağlamak için tohumun içine bir bakterinin zehir salgılayan geni aktarılmakta, bitki geliştikçe bu zehir, bitkinin tüm dokularına yayılıp çoğalmakta.
Yine bilindiği gibi, genetik değişimin yaklaşık yüzde 80'lik bölümü, yabancı ot ilacına toleransı sağlamak üzere yapılmakta.
Bu işlemde de, yine bir bakteriden tohuma aktarılan genin ürettiği protein, o bitkiyi yabancı ot ilacının etkisinden korumakta, tarladaki diğer tüm bitkiler ise ölmekte. Bilimsel çalışmalar; genetiği değiştirilmiş DNA'ların memelilerin sindirim sisteminde sindirilemediğini ve hücrelere kadar taşınabildiğini, market sütlerinde genetiği değiştirilmiş yemlere ait DNA'ya rastlandığını, hamile olmayan ve hamile olan kadınlar ile karnındaki bebeklerinde haşereye direnç sağlayan zehire rastlanıldığını göstermekte.
Ayrıca, bu zehiri içeren mısır ile beslenen sıçanlarda karaciğer ve böbrek rahatsızlıklarının görüldüğü ve farelerde kısırlığa yol açtığı, yabancı ot ilacına direnç geni aktarılan bitkilere kullanılan tarım ilacının kullanımı sonrasında, bitkilerde ilaç kalıntısı bıraktığından insan sağlığı açısından durumun yeniden değerlendirilmesi gerektiği ve bu geni taşıyan soya ve mısırla beslenen hayvanların et ve ürünlerinde kalıntı yaptığı, insan hücre hatlarında yapılan bir çalışmada ise, glifosinat yabancı ot ilacının hücrelerde zehir etkisi yaptığının görüldüğü belirtmekte…
Bunun dışında, genetiği değiştirilmiş gıdaların halk sağlığı açısından daha iyi incelenmelerinin gerektiği tavsiyesinde de bulunulmakta.
GDO' lu tarım ürünlerinin insan sağlığı açısından bu gibi riskler taşıdığı ortada iken, ülkemize genetiği değiştirilmiş mısır ve soya çeşitleri gibi daha birçok tarım ürünlerinin ithal edilmek istenmesini anlamak mümkün değil… Halbuki GDO' lu mısır ithalatı yapılacağına, bedava yem kaynağımız olan meralarımızın ön plana çıkarılması, mısır üretimimizin arttırılması çok daha doğru olacak. Tek sevindirici durum, Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmeliğin 18. maddesinde yer alan yemlerin etiketlenmesin de belirlenmiş kurallara uyulacak olması. Sonuçlarının ne doğuracağı bilinmeden hayvanlarımıza yedirilmesi Hayvanlarımızdan da bizlere geçecek olan ürünlerin kullanılmasına göz yummak göz göre göre intihardır. Tarım şehri Şanlıurfa'da bakalım önümüzdeki günler bizlere neler gösterecek GDO' dan uzak SAĞLIKLI bir yaşam geçirmeniz dileğiyle.