31 Mart 2019 Yerel Seçimleri sonucu demokrasinin bir gereği olarak, 81 il, 922 ilçe ve 390 beldeye belediye başkanı seçilirken aynı zamanda 32.202 mahalle ile 18.291 köye toplam 50.493 muhtar seçildi.
Buraya kadar her şey normal idi,
Fakat haklarında açılan davalar ve yürütülen soruşturmalardan dolayı seçilen başkanlardan altısı koltuğuna bir gün bile oturmadan görevden alındı.
3 Büyükşehir, 5 İl, 33 İlçe ve 7 Belde olmak üzere toplam 48 Belediye Başkanı görevden alındı,
Bunlarla birlikte binden fazla Belediye ve İl Genel Meclis Üyesinin üyelikleri feshedildi.
Çok sayıda muhtarın da görevden alındığını bildiğimiz halde net bir sayıya ulaşamadık.
Görevden alınan belediye başkanları hakkında, bölücü terör örgütüne üye olmak, propaganda yapmak, finansal destek sağlamak, örgüte terörist kazandırmak, kamu malına zarar vermek, kolluk kuvvetlerinin operasyonlarını engellemek gibi birçok suçtan yüzlerce yıl hapis istemiyle davalar açıldı. Sözde belediye başkanı ama özde terörist olan bu suçlulara 150 yıldan fazla hapis cezası verildi.
Bunların yerine mülki amirler kayyum olarak atandı.
Şimdi olayın vahametine bakar mısınız?
Terör örgütüne yardım, yataklık ettiği, maddi veya manevi destek verdiği mahkeme kararıyla kesinleşmiş olana terörist denir.
Eğer savcılar farkına varıp zamanında gereğini yapmış olmasalar, tam 48 Belediyemiz teröristler tarafından yönetiliyor olacaktı ve kamu imkânları terör örgütlerine aktarılmaya devam edecekti.
Yaklaşık dört ay sonra yine Mahalli İdareler Seçimleri yapılacak…
Eğer önlem alınmazsa muhtemelen aynı il, ilçe ve beldelerde aynı sorunlar tekrar yaşanacak!
Bu işin önlemi bellidir;
Başvuru esnasında alınan Adli Sicil Kayıt Belgesi yeterli değildir.
Devlet, hizmetli personel alırken bile güvenlik soruşturması yaptırıyorsa, belediyeleri teslim edeceği isimlere ve hatta birinci derece yakınlarına bile güvenlik soruşturması yaptırmalıdır.
Hem de bu soruşturma başvuru öncesinde olmalıdır.
Siyasi partilerden veya bağımsız olarak belediye başkan adayı, belediye meclis üyesi adayı, il genel meclis üyesi adayı olmak isteyenlerin öncelikle ön başvuruları alınmalı,
Ön başvuruda bulunanlara ve birinci derece yakınlarına güvenlik soruşturması yapılmalı,
Her adayın en az 10 yıl geriye dönük tapu ve trafik sicil kayıtları çıkartılmalı,
Banka hesaplarındaki para akışı takip edilmeli,
Yurt dışına çıkış kayıtları ve gittikleri ülkelerde yaptıkları görüşmeler incelenmeli,
Memuriyet veya ticaret sicil kayıtları ile maliye kayıtları incelenmeli,
Bütün bu araştırmaları olumlu biçimde sonuçlananlardan 65 yaşını doldurmamış olanlar ile belli bir eğitim düzeyinde (lise, önlisans veya lisans) olanların adaylıkları kabul edilmelidir.
Aksi halde, seçimlerden sonra yeni kayyumların atanması kaçınılmaz olacaktır.
Bunların yapılabilmesi için gerekli yasa değişikliği gerçekleştirilerek demokrasimizin yeni yaralar almasına engel olunmalıdır.
Eğer bu yasa değişikliği yapılmazsa aynı seçim bölgelerinde, aynı sonuçların çıkması kuvvetle muhtemeldir.
Böyle bir riskin göze alınması milli güvenliğimiz açısından tehlike arz etmektedir.
*
Muhtarlıkta durum daha da vahimdir.
Muhtar adayları, herhangi bir kuruma başvuru bile yapmadan oy pusulalarını bastırıp, direkt sandık mahaline bırakarak seçim yarışına katılabilmektedir.
Bu durum da değişmelidir.
Belediye başkanlıklarının adaylık kabul süresinde uygulanacak olan prosedür kapsamına muhtar adayları da dahil edilmelidir.
Bunlar da aynı şekilde devletin ilgili bütün kurumlarınca incelenmeli, soruşturulmalı, araştırılmalı ve ancak olumlu görülenlerin adaylığı kabul edilmelidir.
Uzun lafın kısası, yerel yönetimlerde kayyum devrini bitirmek veya devam ettirmek yapılacak yasa değişikliğine bağlıdır.
Ama bir seçmen olarak benim fikrim sorulursa; “seçimden sonra yapılacak işlemleri seçimden önce yapalım, hiç bir belediyeye kayyum atamak zorunda kalmayalım” derim.
Terör örgütlerinin, cemaatlerin veya eş, dost, akraba ve arkadaşların menfaati için değil, Türk milletinin ve Türk devletinin yüksek menfaatleri için çalışacak olan liyakat sahibi insanları aday gösterir ve seçersek işte o zaman artık belediyelere kayyum atamaya gerek kalmayacaktır.
Konunun önemine binaen ilgili yetkililerin konu hakkında etkilerini göstermelerini diliyorum.
Yeter ki, artık Belediyelere Kayyum Atanmasın,
Belediyelerde kayyum dönemi bitsin!