KÜLTÜR SANAT

Abgar Ve Kutsal Mendil Efsânesi

Abgar Efsânesi'ne göre V.Abgar Ukkama ilk Hristiyan kraldır. Hz. ısa'nın tebliğinden hemen sonra Hıristiyanlığı kabul etmiş ve kendi halkına da benimsetmiştir. Bu konu ile ilgili efsane şöyledir:

Abone Ol

Abgar Efsânesi'ne göre V.Abgar Ukkama ilk Hristiyan kraldır. Hz. ısa'nın tebliğinden hemen sonra Hıristiyanlığı kabul etmiş ve kendi halkına da benimsetmiştir. Bu konu ile ilgili efsane şöyledir:

"Edessa kralı V.Abgar Ukkama, o sıralar cüzzam hastalığına yakalanmış ve bundan dolayı oldukça ızdırap çekiyordu. Kral, Hz.ısa'nın hastaları iyileş­tirdiğini duymuştu, ancak çok hasta olduğundan dolayı bizzat Kudüs'e gidemiyordu. Hannan adın­daki bir elçisini, ona inandığını ve yeni dinini öğ­renmek istediğini belirten bir mektupla onu davet edip yanına gelmesi için Hz.ısa'ya gönderdi. Bu elçi aynı zamanda becerikli bir ressam idi. Hannan, Hz. ısa'ya getirdiği mektubu sunduktan sonra yüzünün resmini yapmayı dener, ancak başarılı olamaz. Bunu sezen Hz.ısa, yüzünü yıkar ve kendisine uza­tılan bir mendille yüzünü silip Hannan'a verir. Hz.ısa'nın yüzünün aynısı mendile çıkmıştır. Hannan bir mektupla birlikte mendili de alarak Edessa'ya döner.

Hz.ısa, Edessa kralı V.Abgar Ukkama'ya gön­derdiği mektupta şöyle demiştir:

"Ne mutlu sana Abgar ve Edessa adındaki ken­tine ! Ne mutlu, beni görmeden bana inanmış olan sana ! Çünkü sana devamlı sağlık bahşedilecektir. Senin yanına gelmem hususunda bana yazdıklarına gelince, bilesin ki, görevlendirilmiş olduğum her­şeyi burada tamamlamak ve bu işi bitirdikten sonra beni göndermiş olana, Baba'ya dönmem gereklidir. Sana ızdıraplarını (hastalıklarını) iyileştirmek, sana ve seninle beraber olanlara ebedi yaşam ve barış bahşetmek, ayrıca senin kentine dünyanın sonuna kadar düşmanlar tarafından boyun eğdirilmemeyi sağlamak üzere havarilerimden birisini, Thomas da denilen Adday'ı göndereceğim. Amin. Efendimiz ısa'nın mektubu."

Edessa kralı V.Abgar, Hz. ısa'nın yüzü görünen kutsal mendili (Hagion Mandylion) yüzüne sürerek sağ­lığına kavuşmuş ve daha sonra bu mendili bir tah­taya gerdirerek, kentin giriş kapısında bir niş içine koydurmuştur. Bu kutsal mendil, yüzyıllarca Hrıstiyan sanatında, Ortaçağ'ın Bizans-ıslâm ilişki­lerinde önemli ve büyük bir rol oynamıştır. Ayrıca bu mektubun nüshaları çoğaltılarak muska şeklinde Urfa'ya gelen ziyaretçilere verilmiştir. Kutsal sayı­lan mendil, uzun süre saklanır. ıslam dini yöreye egemen olunca, kutsal mendil müslümanların eline geçer. Bizanslılarla yapılan bir savaşta, Müslümanların bir kısmı esir düşer. Bizanslılar, esirlerin geri verilmesi için kutsal mendilin kendi­le­rine teslim edilmesini şart koşarlar. Sonunda kutsal mendil verilir ve esirler de geri alınır.

Mendilin düşürüldüğü kuyu, Hıristiyanlarca kutsal sayılır. Mendilin düşürüldüğü günün her yıldönümünde, geceden oraya gidilir, adaklar ada­nır, törenler yapılır. Kuyu ba­şına yalın ayak gitme gereğine inanılır.  Bu yıldönümü, inanışa göre Paskalya Yortusu'nun 20. günüdür.

Efsaneye göre, günümüzde İbrahim Peygamber'i ateşe fırlatan mancınıklar olarak bilinen sütunlar, aslında bu kuyu ve mendilin anısına dikilmiş anıt­lardır. Birinin altına bitmeyen altın, diğerinin altına  ise bitmeye su hazinesi yerleştirilmiştir. Biri yıkı­lırsa Urfa suya, diğeri yıkılırsa altına boğulacaktır.