Geçtiğimiz günlerde, Urfa’nın düşman işgalinden kurtuluşunun 105. yıl dönümünü geride bıraktık. Bu yazıda, bu özel günün anlamına kısaca değindikten sonra geçmiş yıllardaki kutlamalarla günümüzdeki etkinlikleri karşılaştıracak, gelecek nesiller için neler yapılabileceğine dair bazı öneriler sunacağız.
1919’un Mart ayında Urfa önce İngilizler, ardından Ekim ayında Fransızlar tarafından işgal edildi. Urfalılar, Fransızlara şehri terk etmeleri yönünde uyarılar gönderdi. Ancak bu uyarılar dikkate alınmayınca, Şubat ayında silahlı direniş başladı. 11 Nisan 1920’ye kadar süren çatışmalar sonunda Urfa halkı zafer kazandı. Fransızlar birliklerinin yarısını kaybederek geri çekilmek zorunda kaldı. Elbette bu süreç sadece birkaç cümleyle anlatılacak kadar basit değildi. Halkın gösterdiği direniş, düzenlenen toplantılar ve aylar süren mücadele, başlı başına kitaplara konu olacak kadar kapsamlıydı. Bu yazıda yalnızca özet bir şekilde değinmekle yetiniyoruz.
Geçmişte yapılan 11 Nisan kutlamaları tam anlamıyla bir bayram havasında geçerdi. Önce Koşu Yolu'nda, sonra Haleplibahçe’de ve en son 11 Nisan Stadyumu’nda düzenlenen etkinliklere köylerden de katılım olurdu. Kentin çarşısı pazarı insanlarla dolup taşar, kutlamalar atlı geçitlerle, yapay kalelerle ve dönemin ruhunu yansıtan canlandırmalarla zenginleştirilirdi. En çok ilgi gören kısım ise Fransız Komutan Saco’nun öldürülmesinin temsili canlandırmasıydı. Bu an, halk arasında büyük sevinçle karşılanır, herkes o tarihi günleri yeniden yaşıyor gibi olurdu.
Ne yazık ki son yıllarda yapılan kutlamalar bu coşkunun çok gerisinde kaldı. Protokol geçişleri ve birkaç tiyatro,sergiyle sınırlı kalan etkinlikler, halkın ilgisini çekmiyor. Zaten yeni nesillerde bu bilincin giderek zayıfladığı da açıkça görülüyor. Eğer bu gidişata bir dur denilmezse, 11 Nisan gibi anlamlı bir gün, tarihin tozlu raflarına karışabilir.
Bu bilinç kaybının önüne geçmek için Valilik, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve belediyeler iş birliğiyle şiir, resim ve kompozisyon yarışmaları düzenlenebilir. Okullarda o gün ders işlenmeyip tiyatro gösterileri, resim ve şiir etkinlikleriyle 11 Nisan'ın önemi vurgulanabilir. O yılları anlatan animasyonlar hazırlanıp öğrencilere izletilebilir. Okullar, bayrak ve balonlarla süslenerek bayram havası oluşturulabilir.
Sonuç olarak, 11 Nisan'ı sadece bir tarihsel anı hatırlatmakla kalmayıp, Urfa halkının gücünü ve direncini geleceğe taşımak için bir fırsat olarak görülmesi gerek. Bu özel günü, geçmişin coşkusuna kavuşturmak ve yeni nesillere aktarmak adına şehrin tarihi dokusuyla uyumlu açık hava etkinlikleri düzenlenebilir yöresel kıyafetler giyilebilir. Halkın katılımıyla yapılan yürüyüşler, direnişi simgeleyen etkinlikler ve yerel yemeklerle, kermeslerle kültürel bir şölen oluşturulabilir. 11 Nisan sadece bir kutlama değil, aynı zamanda Urfalıların geçmişlerine duyduğu saygıyı ve bağlılığı yeniden hissettiren bir anlam taşımalıdır. Böylelikle, bu zaferin coşkusu ve önemi nesiller boyu aktarılabilir ve 11 Nisan, hem geçmişi hem de bugünü birleştirerek Urfa'nın gücünü ve direncini simgeleyen bir değer olarak yaşatılabilir.